KENDİME KAÇIŞ(DENEME)
Ne kadar da güzel oluyor sabaha sıcak bir çayla başlamak.Sıcaklığını hissediyorsun önce yavaş yavaş.Sonra yayılıyor bütün bedenine inceden inceye.Ama içtin mi de duble içeceksin ki çayı, değsin.Dışarının soğukluğu,kar havasının acıtan esişi ve çok uzaklara bakıp daldığında pencerden,anıların depreşimi yüreğinde...
Dışarda kar var.Lapa lapa yağmıyor belki ama ince ince yağışı daha bir güzel görünüyor gözüme.Çatılardan dumanlar yükseliyor ötede,beride.Belli ki üşüyor herkes; dışarda köpekler kuşlar...Ama ben niye üşümüyorum dersiniz? Yoksa içtiğim çayın sıcaklığı mı beni sıcak tutan? Oysa melankolik bir hava vardı üstümde uyandığımda.Yine bunalımlar,kayboluşlara gebeydi yüreğim.Belki bir iki mektup karalayacaktım hasretimi anlatan,sevgiliye...Şimdiyse karın yağışını izliyorum puslu pencereden.Göğe yükselen bir anıt gibi minarelere ilişiyor gözlerim.Divane bir düşünceye kapılıyorum aniden.Çıksam mı minarete acaba? En yüksekten bakmalıyım diye geçiriyorum içimden bu eşsiz manzaraya.Önümde uzanan bir ova ve çok uzakta bembeyaz örtüsüyel erişilmez gibi görünen yüce doruklar...Ama imam efendi ne der acaba? Başka bir zaman ertelesem iyi olur galiba.
Ertelenmiş duygularımla birbaşıma,hapsediyorum yine kendimi tek pencereli,loş ışıklı,toz kokan raflarla dolu odama.Bir martı olabilseydim keşke...Kaçışım kendime aslında.Kendimi bulabilme heyecanıyla,ansiklopedi karıştırıyorum saatlerce.Yokum hiçbir sayfada,hiçbir ciltte.Nerdeyim,bende arıyorum kendimi,biçare...
Daha düne kadar şendim oysa.Ellerim ceplerimde,dilimde bir ezgi ıslıkla çaldığım.Kimi zaman eşlik ederdim kurbağaların vraklamalarına.Alıp başımı dost olurdum Yusufçuklar'la.Ne kadar da hoş gelirdi kanat çırpışları.Bir dala konmaları yok mu,ortaya çıkarırdı bütün güzelliklerini.Tutup yengeçleri,bağırlarını açardım küçükken.Çocukça bir zalimlikti belki bu yaptığım.Zaten pişmanlık sarardı dört bir yanımı çok geçmeden.Bu enada kanatırdım ellerimi.Çocuktum,kanayan ellerimi pantolonuma,kazağıma sürerdim.Şimdi akan birşey varsa da belli olmuyor dışarıdan.İçerime akıyor sessiz ve derinden.Ama inanır mısın,daha çok acıtıyor bedenimi.Devamlı çünkü çekilen sızı.Dinmiyor,çoğalıyor üstelik her geçen dakika.
Şiir yazmayı da bıraktım bu ara.Arada bir şiire sığınırdım:kaçarak kendimden,senden.Uğramaz oldu ilham perisi,o da terketti herhalde beni.Bir o kalmıştı zaten gözlerimde büyüyen.Bir akşamüstü yalnızlığı yudumladım sayesinde apansız,daha derinden.
Bulutlar toplanıyor dışarıda.Gök ağlayacak gibi yine.Allah verede çiselese bari.Belki giyip montumu sahile uğrarım,dalgaları ziyarete martılarla beraber.Oturup bir kayaya,seni düşlerim belki de...
Nuri YALÇIN
07.01.2010
Kayıt Tarihi : 18.1.2017 15:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!