Her sabah, biraz daha eski bir adam uyanıyor içimden…
Ruhumun ütüsü bozulmuş sanki…
Kokusu hâlâ içimin balkonlarında asılı...
Rüzgâr geçmiş üzerimden…
Hayat dediğin, iç içe geçmiş defterler gibi…
Birini bitirmeden diğerine geçiyorum…
Her sayfada biraz daha unutuyorum...
Çocukluğumun çilek reçelli harflerini…
Postaya vermedim hiçbirini.
Sevdiğim kadınları mektup zannedip yırttım…
Çünkü bazı kalpler...
Zarfını açmadan bile paramparça eder seni...
Her veda bir elbise bana, yangındaki ten...
İçine sığamadığım…
O yüzden her ayrılıkta biraz daha çıplak kaldım…
Ama daha hafif...
Valizlerin taşıyamayacağı kadar anı biriktirmiştim zaten.
Artık biliyorum…
Yeni bir kapı açılacaksa…
Eski pencereler kırılır önce...
O cam parçalarıyla yazılır...
Kendime doğru kırıklarım...
Şimdi yürümeliyim...
Üzerimde gölgeleri olan taşlı yolda...
Kalbimin tam ortasında düğme evi taşıyarak…
Her basamakta biraz daha...
Bilinmeze benzeyerek…
Kayıt Tarihi : 25.9.2025 13:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!