Şimdi diyorum;
şimdi, şarabımız olsaydı, "o"olsaydı,
şu boş odamın içinde ki kendime,
bu uzak mesafelerin susmak köprüsünden,
gönüllü atlasaydık, muhabbet Denizi'nin tuzlu mevsimlerine,
deryalar gibi dokundukça derinleşen kavisli bel oyuntunda boğulsaydı, ellerimin çırpınışları, ne güzel bir vuslatta son bulurdu ellerim,
zifirin gökyüzünde, ansızın, apansızın, parlayıp kül olan bir ateş topu gibi,
Ne hüzünler kurtarır seni
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
Devamını Oku
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta