Iste öyle bir gün
gökyüzü geceye birakmisti
civit mavisi gömlekleriyle bu emsalsiz insanlari
rüzgar en eski yasamlardan
okunaksiz mektuplar getiriyordu
onlar düsük isikli cadirlarinin önünde
gözlerini kisiyorlardi,
uzaga bakmak isteyen bir yolcunun
küle batmis gözleriyle
yüzleri birbirine kardesti hepsinin
yurtsuz ürperti, sitmali bir sevinc
bir sokak kadininin yüzünden firar
toprak rengi bir keder
-'yenerse bu sikinti yener bizi'
dedi sapan yüzlü Erzincanli topal Mukadder
durmadan oturulur isiklari titreyen
bir cadirin kapisinda
dayatir o gri sikintisi umutsuzlugun
eski bulmacalar cözer sürgit birisi
anlik sevincler, zafer sonrasi sorulur
biri ölür ansizin geceyle baglanir cenesi
yeni acmis bir güle yaslarlar basini
yanitlari duymadi, cok gencti
sirtina dayayin basi dumanli daglari
aclik dayatir, tuhaf yalnizligi emegin
yangin cogalir
bütün direnmelerdeki bekleyise
sabir dayatir bilinmez aski ömrün
Rihtimlar kirlenir bugulu alkol yorgunluklariyla
dalgin düdüklerle sarsilir aclik yeniden
dilini isiran bir kadin askin uzaginda
hüznün hemen kiyisinda
bir sokaga firlar agzinda hirsli bir aksamla
kendine karsi cikar ayaklari
elleri tutuklanir sürekli kirmizi boyali saclarinda
bir aski lanetlemek kendini unutmak adina
yürüyüp gider hep esitsiz pazarliklara
aynasi avcunda, küflü sarkilariyla
Kayıt Tarihi : 7.9.2004 13:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)