Kendi Rüzgarımla Vurulmuşum

Ercan Cengiz
317

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kendi Rüzgarımla Vurulmuşum

KENDİ RÜZGARIMLA VURULMUŞUM

doğduğum toprağa doymamışlığımı
ne havasında aradım ne suyunda
öksüzlüğümmüş, dilsizliğimmiş sebebi
göçebe kuşlarla diyar diyar
(devlerin küçümseyen ağzıyla) açlığım
tembelliğimden değilmiş bilirim toprağı

kalbimi sıkan anılarla büyümüşüm
yaşamışım közü örten kül misali
ve yarasını göremeyen ellerim taşır
şu çarpık ayaklarım değil iki hecelik adımı

hükümet konağına çıkan bir yolda
hâlâ düğmesini ilikliyorsan ceketin
ve şapkanı indiriyorsan
tepeden tırnağa eskimişliği ondandır bu şehrin

bir zamanlar umutla dolaştığımız sokaklarda
şimdi yozlaşan kaldırımlar sırıtır
kelimeler kilitlenirken ağzımda
yüreğim yaşlanır erkenden

o kadar iç içeydi ki duygularımız
masumdu, bir o kadar da karmaşıktı
kulaktan kulağaydı sırlarımız
en içten cümlelerimizi bırakmıştık
en güzel yıllarımızı korkmadan
dönüp bakmadan gittiğimiz yollara

nakışladığımız seviler kırılmış
bildiğimiz köşe taşları çoktan kirlenmiş
sahipsiz sözlerin arkasında
dağılıp giden hecelerde kalmışız
zamansız gelen ölümü yenmişliğimiz
sevdamızı gizlememiz bundanmış
başarıdan saydığımız

şimdi yaşadığımı sandığım evlerin
çatısına çıkıp bağırmalı şehir şehir
‘yıkılmaz’ denilen yerlere ‘yıkılıyorsun’ demeli
kocaman harflerle

(Adsız Fırtınalar Doğuyor)

Ercan Cengiz
Kayıt Tarihi : 17.2.2007 15:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


kendi rüzgarımla vurulmuşum hala ayakta oluşum bundan

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Melek Ayaz
    Melek Ayaz

    çok güzel dizeler..beni içine aldı ve doşaştıkça dolaştırdı...evet kendi rüzgarımla vurulmuşum..hala ayakta oluşum bundan..kaleme ve yüreğinize sağlık..
    melek ayaz

    Cevap Yaz
  • Fatma Aras
    Fatma Aras

    şiir mükemmel ...tebrikler

    Cevap Yaz
  • Ali Niyazi Gül
    Ali Niyazi Gül

    anlayacağın, kendi rüzgarımızla vurulmuşuz
    sevdiklerimizin yüzüne çıkamayışımız bundan
    sevdamızı gizlememiz bundanmış
    bir bilsen, bilmem kaç nehirdeydi
    hangi dağın eteğinde başarıdan saydığımız
    zamansız gelen ölümü yenmişliğimiz vardı

    şimdi, yaşadığımızı sandığım evlerin
    çatısına çıkıp bağırmak şehir şehir
    ve açlığımızı sormak geliyor içimden
    yazabildiğimce de en büyük harflerle
    ‘yıkılmaz’ denilen yerlere…
    ‘yıkılıyorsun’ diyebilmek

    koyun gibi sürüyle meleşmek yerine
    bir ceylan olsaydım diyorum
    bir ceylan gibi dağlarda dolaşıp
    şu aç kurtları doyursaydım sessizce
    bir de arkasından gelenleri
    ne değişirdi? ...

    tebrik ediyorum,çok içten ve güzeldi,yüreğinize sağlık.

    not:bu kadar güzel bir kalem fakat,hiç yorum yok,gerçi sayfa kendini doldurmuş ama üzüldüm cidden,kaleminizi tanımak zevkti,okumaya devam edeceğim sizi,sevgiler.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Ercan Cengiz