Kendi Rengimden - Garib Çoban
Her şey kontrolüm altında!..
Kontrol saplantısı.
Peki sizi yönlendiren şeyi merak etmiyor musunuz?..
Karamsar olmak için fazla sebep var.
Fakat hayata daima olumlu tarafından bakmak durumundayız.
Akıbete dair ümitvar olmak durumundayız.
Aksi hâlde bu, Rabbin merhametini, kuluna olan muhabbetini küçümsemek olur.
Müsterih ol, bunu da atlatacağız!..
Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği şeyle sorumlu tutmaz.
Herkesin yaptığı iyilik kendi yararına, işlediği günahlar da kendi zararınadır.
O mü'minler, niyazlarına şöyle devam ettiler.
Rabbimiz!..Unutur veya hata edersek bizi cezalandırma!.. Bakara-286)
Yoksa bu konu sizin için çok mu kompleks?..
Ben özgürüm ve beni hiçbir şey kontrol edemez bilakis çevremdeki her şeyi ben kontrol ederim.
Neyi mesela?..
Seni mesela!..
Peki, sen beni yönetirken seni ne yönetiyor?..
Acaba...
Yüzünü göz görür, cefâyı ise gönlüm çeker.
Bakın şu hâle zahmeti çeken kimdir, murat alan kimdir.
Her insanın yaşamı, onu kendine götüren bir yoldur, bir yol denemesi, bir yol taslağıdır.
Birbirimizi anlayabilir.
Ama kendimizi ancak kendimiz açıklayıp yorumlayabiliriz.
Göz vazifesi bakımından gayet rahattır, zahmet çekmez.
Birden aldı mı beni bir merak; gülesi oldum.
Ama ciddi olmak en iyisiydi.
Kendime hoş geleni seçerim ve hoşuma gitmeyeni reddederim.
Her insan böyle hareket eder.
Tabii ki, bir anlamda eğilimlerim beni yönetiyor olabilir.
Elbette, kendi kontrolüm altında kalarak.
Sonbaharda havadan şikayet etmeyin!..
Eğer hava her zaman değişmeseydi.
On kişiden dokuzu nasıl sohbet başlatacağını bilemezdi.
Her şeye ve herkese olan ilgi, unutulacak bir lokma gibi.
Zamanla sararmış kağıt üzerine yazılmış bir aşk şarkısı gibi azalır, azalır ve dağılır.
Bağlılıklarım, şartlanmalarım duygularım evet.
Tâ başından beri bunu söyledim.
Bu neredeyse doğru ama sadece neredeyse.
Toprak besinleri emdikçe, ölüm değilde doğumdur.
Anka kuşu gibi küllerimden yeniden doğdum.
Soğuk maskelilere rağmen sıcak bir yaz doğuyor.
Ve zamanım olmasa da acelem yok.
Hoş geldin ölüm demeye.
İnsanlar, bağ-ım-lılık kelimesini ortadan kaldırılabilecek kötü bir karakter özelliği olarak düşünme eğilimindedir.
Ancak bu, beyninizin elektrokimyasını kontrol eden anlık, süregelen tepkilerle ilgilidir.
İnsan algısı, belirli bir işleyiş yapısına sahiptir.
İlk olarak duyularınız, beynine bir olay hakkında sinyal gönderir.
Eğer bir yerde söylediklerinin kıymetini bilecek insanlar yoksa boşuna nefes tüketme, mekanını değiştir.
Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
Daha sonra beyin, bu olayı kendi alışkanlık kalıpları ve geçmiş davranış şemalarını kullanarak sınıflandırmaya, çok gidip geldiği desenlere göre kategorize etmeye başlar.
Ve mevcut deneyimle eşleştirmeye çalışır.
Bu kadar putperest arasında, alnızlık bildiğim en güvenli yer.
Sonuç olarak olay, ya Hoşa giden ya Hoşa gitmeyen ya da Nötr olarak etiketlenir, öylece kabul edilir.
Ve beyin artık olayla değil, sadece hoş, hoş değil.
Ve nötr etiketleriyle uğraşır.
Basitçe söylemek gerekirse, Nötr olan her şey filtrelenir.
Bu yüzden geriye sadece iki tür etiket kalır.
Beni eleştirecekseniz, emin olun ki sizin hayatınız benimkinden daha berbat değil.
Ve bu iki etiket hayatın her an gidip geldiği iki yakadır.
Bir oraya bir buraya gide gele kişi/sel dünyanız döner durur.
O hâlde olanı etiketlemezsek.
Olasılıklar denizinden öyle bir dalga da zuhur etmez.
Kimseyi gereğinden fazla düşünmeyin.
Gereği kadar düşünebilmek için okuyoruz, yazıyoruz, düşünüyoruz.
Ahanda koptu film!…
Mesele sevimsiz olmak ya da vaatler ve sonsuzluklarla dolu basmakalıp konuşmalar değil.
Mesele alnından öpmek, haber vermeden gelip kalmak.
O kişiyle kalmak.
Ayrılma özgürlüğüne sahip olmak.
Çok karışığım.
Garip zevklerim var!..
Genelde teheccüt vakti kendi ruhunu giyen insanları severim.
O gün çok şey söylemek istemiştim ama sustum.
Bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun.
Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor.
Ve heyecanını koruyor.
Bu iki yan arasında ben, eziliyorum.
Nereye gideyim?..
Kaybolmuş, hiçbir yere ait değilmiş gibi hissediyorum.
Kabullenmek zor sanıyordum.
Acemi ama mükemmel bir aşkı taşıyabilmeyi..
Duygulara dokunulmaz, hissedilir, bazen de acıtır.
Her yer teheccüt vakti burada ve her an şems vakti şimdidir.
Ne yazık ki her zaman var olan görünmez oluyor.
Olmazsa olmazlarım!.
Konuşmadığınızda ne söylediğinizi bilen, bizi karşılıksız seven insanlar.
Bilmeden bizi iyileştirenler onlardır.
Ben dışımda tutmaya çalışırken seni.
Meğer içerde hakimiyetin çoktan başlamıştı.
Kuşatmıştın dört yanımı; ve kendim için çok geçti.
Yerle bir olmuştu her şey.
Şu öğüdü veriyorum sana!..
Göremezler canım, göremezler, sen de benim gördüğümü!..
Kötülük çoğalıyor, merhametsizlik, vicdansızlık çoğalıyor.
Aileler dağılıyor, çocuklar etkileniyor en çok.
Bir şey yapmalı.
Hiç olmazsa yeni bir karamsarlık yaratsak, yeni bir reddediş.
Neyin bildin ki değerini, benimkini bileceksin.
Başkasıyla gelen mutluluk, başkasıyla gidecektir!..
Çok tuhaftı ağlayamadım gidişine.
Yağmur, yanında ıslanmak istediğin insan gibi kokar.
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum.
Beni güzel hatırla sana unutulmaz geceler bıraktım.
Ve yorgun sabahlar.
Sadece deliler yarım bıraktıklarına çocuk tutkusuyla yeniden başlarlar.
Ama ruhum paramparça olmuştu.
Şimdi, bir sayfa dolusu cümlelerle.
Bir imkansızlığın mucizeye dönüşünü anlatıyorum.
Mutlu yaşamanın sırlarından biri de hayatın her gününe aşık olmaktır.
Gri tonlarına, pembe rengine, mavinin güzel tonlarına, unutmayın ki güzellik sadece gözün gördüğünden değil.
Aynı zamanda aynı zamanda kalbin gördüğüdür.
Dünyada hüner, sadece hüner kazanmak değildir.
Hünerli insanların kıymetini bilmek de hünerdir.
Rabbin sana ne darıldı, ne de seni bıraktı” (Duha-3)
Kim kırılırsa kırılsın, kim darılırsa darılsın, kim terk ederse etsin.
Rabbim terk etmiyor, kırılmıyor ya..
Ne gam! ..
Bu ne büyük ferahlık değil mi?..
Rabbim!..
Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
İnsan her şey oluyorda, bir hiç bir şey olmayı beceremeden göçüp gidiyor.
İşte bir kuş daha havalandı gönlümün en güzel resminden, vesselam.
(Y.ed - Son Sözler Albümü)
Kayıt Tarihi : 13.10.2024 11:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İnsanların karnı doyunca nefisleri dünyaya meyleder. İmam Ali k.v.
İnsanı epeyce tedirgin eder,
İkisinin sonu da aynı yere vardığından!
Karın doyar,
Güven sağlanırsa
İşte o zaman başlar gerçek yaşam,
Arayış...
"Dünyaya meyletmek" buysa,
Tersi göçtür!
Kontrol,
Çevreyi denetim altında tutma,
Merak...
İnsanın "iç güdülerinin geliştiğinin" işaretidir..
Yoksa
Diğer canlılar gibi olurdu
Tepkileri "ani" ve kontrolden uzak...
Hoş bir "muhabbet" havasıydı,
Ayrıntıları iyi okumalı ama..
Tebrikler Engin Bey.
TÜM YORUMLAR (1)