Kimseyi yargılamak istemiyorum artık, yargılamıyorum da, onlar kendi iplerini kendileri kesiyorlar zaten...
Ben kabul ve şükürle yaşarken; karşıma çıkanlar, hayatıma girenler ve girmek üzere olanlar benim kendim olma durumuma, insanlığıma, şaşkınlıkla bakıp, uyum sağlayamıyorlarsa, çabam da bir yere kadardır, anlayışım da benim.
Tavrım net, serzenişlerim fırtınalı, tepkim de kesin oluyor sonunda; ya bende kalırlar insan gibi olup, ya da giderler olmaları gereken yere. Bu dünyaya tekamül etmeye gelmiş olduklarını bilmeyenlerle uğraşmıyorum, yorulmuyorum... "Acımasızsın" diye yargılanmak umurumda bile değil, herkes hayatımda ki yerini bilecek ve de haddini.
Hayatımın odak noktasını BEN olarak dengelediğimden bu yana_ ki epeyce uzun yıllar oldu_ ruhumda ki çalkantılar bitti. Seçimlerimin, kararlarımın ve davranışlarımın sonuçlarına da hazırım ve katlanırım... "Yaşarken unutmak" diyorum ben; evet daha onlar yaşarken unutuyorum kişileri, insanımsıları, dostumsuları... Koskocaman kişiler, birey olmayı becerememişler ise; nereye kadar empati yapacağım, nereye kadar terapistlik yapacağım yahu..?
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta