Yılgı giderek ölümcüllüğe yürüyor
Kapıların tümü ardına değin açıktır
Sessiz harflerimiz sayrılanmıştır
Utançtan arınmaksızın
Tıkanan sirkülasyonun ortasında
Kekeler durur
Eskiyle yeninin vuruşmasıdır bu
İki ayrı cepheyi terk etmenin yüzsüzlüğü
Düşmanlığın tanımsızlaştırma kaçışıdır
Bu pruvaların
Kırk kilit vuruyoruz yüzsüzlüklerimize
Emekleyemedikçe
Alacakaranlıklar kaplıyor şen bahçelerimizi
Bu görünürlük bozkırın bozgunudur
Tipi (si) nden belli eder kendini
Çoğalır durur ana avrat pusmalar
Çöker yosun tortularının kokusu
Sayıklar durur çıtkırıldım gölgeleri
Gül suyu saltık zehre dönüşüyor
Git gide
Ters köşelerde
Yaman türküler yakılır yine
Kan ter içinde binicilerini aramaya koyulur
Tüm yılkı atları…
yirmisekiztemmuzikibinonbeş
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 28.7.2015 11:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Uyarı izleği daha bir belirgin şiirde zira...
'Eski ile yeninin çelişkisi' salt 'pruvalarda' somutlaşan değildir. Teknoloji kendi kulvarında eskitirken kendini, insanlık ardamarından çatlıyor, dünün çizerken üstünü...
Sahipsizlik zordur. Peşine düştüklerimiz bizden geriye düştükçe... Kimse yılkı atının kaderine razı olup, 'binen ağam, inen paşam' diyemez..
Kutlarım Necdet... 'Günüme' düşen şiirini ve seni..
TÜM YORUMLAR (1)