Frezya kokulu dingin gecelerde çalımlı
Bir başağın göğe yükselişi kadar yüce
Mağrur saçlarının hayali dökülsün,alımlı
Duvarlarıma kokusu sinmiş saf gerçeğe
Günün ilk ışıltısıyla koruyucu melek,
Sefih günahlardan köşe bucak kaçıp uzaklara
Sağnak bakışlı kadınıma yazıyorum
Tinsel varlığımı alıp ve diğerlerini geride bırakıp
Yol alıyorum toprak renkli iklimlere
-Sorma neden?
Nedenini ben de bilmiyorum
Sil kaderimden payıma düşenleri
Ve her an içime çektiğim
Ruhumun derinliklerine çöreklenen
Kasvetli havayı yoruldu hayat
Ağırlığı altında günahımızın
Ve taşıyamaz olmuştu
Ey! Venüsü kıskandıran tanrıça
Ey! gönül mabedimde tapındığım kadın
Görkemli Vucudun şehveti uyandırır
Kaçamak bakışların yangınında
Her yangının yalazı vurur yüreklere
Ateş çiçeklerinin tohumu serpilir
Sis
Karanlıktan gelen buğusu gözlerinin
Sıradışı yaşanmışlıklar...
Ve içinde akıp gittiğim yokluğun
Aşka sevgiye dair ne varsa
Yok olmaya yüz tutmuş
Ateş böceğinde soğuk ve titrek yanan
Asırların buruşuk ellerinden kurtulup,
Evreni kucaklayan gösterişli ışığın
Muazzam hızıyla zamanı öylece durdurup
Şahlansın adamakıllı dipsiz karanlığa
Ateş böceğinde soğuk ve titrek yanan
Yılgın şarap mahzenlerinde ya(y) lanıp
Avare,sermest sızan içimize
Gecenin yekpare sessizliğini
İçersin sedef kakmalı kadehten
Kubarıp coşkuyla akarken göğe
-Ey kızılı-sarıyı,maviyi-yeşili soğuran nehir
Sefil konak,kötürüm ve suskun yazgım
Bütün renklere küskün hüznün dolar içime
-Kaç seherdir,dört duvarım benzi soluk odam
Dökülür yaprakların düşlerimin içine
Düşler ki sis,buğusunda penceremin
Bizimkisi Astropalya
Mozart'ın senfonisinden kalma
__________Ilık bir dinletiydi
Yılların tozlu raflarından akıp gelen
Zamanın koyu karanlığına sürgün edilmiş
Kaç zamanlı bir ilişkiydi bu
Çöl tadında bir iklime sürgün edildi
Asi ve hırçın mavilerimiz
Ve cebimizde kalan son kırıntılarıydı mavilerin
Pervasızca sattık ucube bir gecede
Karanlığa mahkum olmuş gökyüzüne
Kelepçelenmişti ihtiras yüklü bulutları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!