Sordum elma kurduna, "Sevda nedir, bilir misin?" Dedi: "Benim sevdam, Elmanın kalbine varmaktır, Onun kokusunda uyumaktır."
Dedim: "Hiç dışarıyı görmedin mi?" "Görmedim," dedi, "Ne gökyüzü isterim ne güneş, Bir tek onun içi bana yeter, Çünkü aşk, dışarıyı unutturur."
O an düşündüm; Benim kalbim de seninle dolu, Ne gök ararım ne deniz, Sensin içimde saklı duran, Benim tek cennetim...
Gökyüzü maviyse,sonsuzsa,güneşse,aysa,yıldızsa,ve bulutsa bunda senin gözlerininde payı var...sen sabaha gözlerini açmış olmalısınki,bir ipekkuyruk kuşu kondu dalımıza..
Gölgesi olabilseydim eğer dünyaya kökleriyle tutunmuş ve göğe eyvallahsız yükselen bir ağacın,işte o zaman severdim belki bu dünyayı.
o hüzünlü gözlerinizde evvela bir güzel siyah vardır ve bir güneş,bin yıldız,bir bulut,bin yağmur ve bin kar tanesi..ve uzun bir yol ve ayrılık ve kavuşmak vardır..hüzün hiçbir yüzde bu kadar heybetli görülmemiştir..ve saçlarınız uzun zamandır sevgiyle,aşk ile örülmemiştir.
Uyan; ey sabanın melikesi,mervani’nin prensesi,insan soyunun padişahı,kürdün kartal yürekli kraliçesi,dört iklimin sultanı,yılkı atlarının soylu binicisi,umudumun sesi,ritmi,melodisi...nasılda yetersiz kalıyor seni anlatmaya bütün ünvanlar,seni sana anlatmaya nasılda çaresiz kalıyorum..bağışla..uyanıp ekersen Anadolu’nun bağrına barışın,kardeşliğin,özgürlüğün ilk tohumlarını,gökten inecek gül bulutları ve topraklarımızda sonsuzluğa dek yeşerecekler.
sen bugün uçakta gökyüzündeyken ben gökyüzüne daha yakın olabilmek için ayak parmaklarımın üzerinde durup,kolumuda yukarı doğru iyice gerdikten sonra gökyüzüne el salladım bilesin selin,ve sonra dedimki güle güle edelweiss çiçeğim...
Gülüşün,bir güzel şehirmidir henüz keşfedilmemiş,yoksa yelkenlimidir denizlerde süzülen,zümrüdü ankamıdır fersah fersah yükselir,yoksa patikamıdır araratta dolanan,belkide bir Nehirdir ülkeler boyu..belki Engin bir ova,belki yüce bir dağdır,yada Muş sırtlarında üzüm veren bir bağdır..bir yetimin başını okşayan şefkatli el veya sıcak yaz günü yumuşacık esen yel.
Sen bana sağırsın o yüzden duymazsın feryadımı,çığlığımı,yüreğimin ağrısını ve şarkılarımı ve dualarımı.sen bana Körsün o yüzden görmezsin perişan hallerimi, görmezsin arta kalan bir duvar gibi yıkıldı yıkılacak oluşumu.sen bana dilsizsin,akılsızsın o yüzden okuyamadın ve anlayamadın şiirlerimi.hadi gülümse başkasına..
Başarabilirsem uyumayı seni rüyamda görmek isterim o omuzlarından bir tılsım gibi inen saçlarına dokunmak ve parmaklarımla iyice tarayıp, saç uçlarına Güller nergizler papatyalar,çok uzak diyarlarda batmakta olan bir güneş ve milyonlarca yıl uzaklıktaki bir yıldızı takmak isterim....uyandırmadan gözlerinden öperdim kadın.
Yarım kalmış eski bir hikâyede Ufuk çizgisinde kaybolmuş renkler, Turuncu, mor ve solgun mavi, Sonsuzluğa savrulan umutlar gibi.
Bir damla deniz suyu dudaklarımda, Ve her nefeste hatırlanır bir sessizlik, İmbatlar gelir, geçer, Ama kalır içimde biraz huzur, biraz hüzün, Biriken her duyguda serin ve hafif.
Datça kıyılarında savrulur imbat, Kokusunu taşır denizin, güneşin ve umutların.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!