Bir İstanbul akşamıydı yüzün sıcak ve tatlı,
Öyle içli damlıyordun ki göz bebeklerimden,
kalbime, Ruhum eriyordu,
yavaş adımları koşturuyordu kaldırımlar,
kokunla sarmaş dolaş olan nefesim,
seni taşıyordu damarlarıma,
Yazık ki; sana açtım gönül kapımı
Güller yetiştirirsin sandım çamur eyledin!
Ne bağdan anlarsın ne bahçıvansın,
Bilmedin kıymeti ni çorak eyledin!
Aşksız koymasın mevlam kalbimi,
Neyleyim sevdasız ben bu ömrümü,
Göğün mavisi güneş sarısı
Çimen yeşili ne varsa
Gönlüme hoş gelen
Senle güzel
Beyazla siyah gibi sana aşkım
Biri olmadan diğeri olmaz
hadi bir ucundanda sen tut yalnızlığımın,
suskunluk ilmeğimi çek,
kelimeler dökülsün avuçlarına,
yada dur önce tebessüm et cesaretim gelsin
öyle gülki kırılmalar hesaba katılmasın,
ne şimdiki ne gelecek hatıra alınmasın,
kılık kıyafete değil çabası
çok çalış demiş zamanında babası
muhtaç olmamak namerde tasası
üç çocuk babası garip hasan
seni seviyorum demene değil
beni sevmene hasretim
bırakıpta gitmene değil
bana geri dönmene hasretim
yerli yersiz kahkahaya değil
Beynim sigara dumani gibi giri
Aklim rotasini kaubetmis olmali
Ne yana donsem kabus yüklü bulutlar
Her yanda koşuşan tedirginlik yüklü atlar
Hayal gemimde bir ışık yanıyor celimsiz sürgün
Bir çift göz bana bakıyor benim icin gülüp
Üsküdarda bir çay deminde
Kadıköyde bir sinema önünde
Yada istanbulun senli
Herhangi bir yerinde
hayal ettim kendimi
senle el ele yürek yüreğe,
ziyaret hep yaşayanlaramı olur,
bu gün sana geldim ey kabristan,
rüzgar bir başka esiyor sende,
toprağın kokusu bir başka,
huzur kokuyorsun,
bu gün ayrılmak istemiyorum senden,
sevinçlerine sinmesin kokusu
cebindeki hüzünlerin
bırak yaşanacakları günü beklesinler
düşürme gölgesini sevdanın üzerine
kabus dolu rüyaların,
yaşamı sollamaya çalışma,başaramassın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!