Ne kadar ırağına dursak
Yine, İstanbul kokacak
Naif, buğulu, çare, yalnız…
İmparatorluktan kalma us;
Heyecanlandırıyor eski oyuncak
Çocuk bilmez, ahval gözetmez
Ne bilsin âlemlerin yamyamlığını
Rimel saçan gemilerde,
Kuyruksuz namus değdikçe,
Buğulu camlarda sivri parmak uçları
Bencillik bu hem temelli
Türkiye içinde bir başka ülke
Meleklerin boynu bükük, gizli; kibirden,
Sancıdan geberdi, yek pare yelkenleri
Gölgemizi yıkadık, Fatih Köprüsünde
Karanlık, perdesiz, dar sokak
Bela tadında kızlar el etti
Perişan düştü zencefil, bulutlu;
Siren sesleri mavi kırmızı duyuldu
Anlayamadık kızın dilinden: jilet
Sahiden doyumsuz petrol gibi,
Açgözlü, tatmin olmaz kadın
İstanbul, her yerde koktuğundan
Yarına titreyen damlalar akıtarak,
Sere serpe bir kere, öldü zenci
Kayıt Tarihi : 20.4.2012 02:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!