Yerin bilmem kaç kat altı,
Namaz kılıyor bir madenci,
Eli, yüzü, gözü,
Karalar içinde...
Dua ediyor Allah,a
Gözlerim, gözlerim, yaşlı gözlerim,
Ben dolarım efkardan, sonra gözlerim...
Ne kara sevdam var, ne yol gözlerim,
Issız bir çölde, beynin kaynarken güneşte,
Suyun hayalini kurmakmı...
Denizin ortasında, tutunmuşken bir tahta parçasına,
Yanından geçecek, geminin hayalimi...
Karlar yağarken bir kış günü, sığınmışken bir saçak altına,
Sıcak bir odanın hayalini kurmakmı,
Gülümsemek, içten, saf, utanarak gülümsemek...
Gülümsemek, sahte, sinsice, planlı.
Gülümsemek, tükürük saçarak, kahkaha atarak, kahpece.
Ağlamak, acı çekerek,gönül yarası, yürek yangını...
Ağlamak, mutluluktan, duayla, tanrım hiç bitmesin bu an.
Gözyaşı teknemin adı,
hayat okyanusunda, dert yükü taşıyorum...
Pusula bozuk, rota umutsuzluk, kapkaranlık her yan,
ufacık bir ışığın hayaliyle yaşıyorum.
Bazen keder yüklü rüzgarlar dolduruyor yelkenimi,
Bazen sisli havalarda, acı kürekler çekiyorum...
Sabaha dek düşünüp, hayal kurmayacaksın
Güleceksin, umuda kilit vurmayacaksın
Gözlerin görmeyecek, ruhun hissetmeyecek
Kalbin beynine hep, ondan bahsetmeyecek
Sen unutamazsın da, bırak zalim unutsun
Gözyaşların kederli, gam yüklü bir bulutsun....
Ne siyah bir kedinin
önümden geçmesi umrumda olur,
Ne gecenin bir yarısı
çatımda ki baykuşun çığlığı,
Ne de kaldırımdaki merdivenin,
altından geçmem...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!