Gönül sana ne diyeyim
ilk nefesimi aldığımdan beri yürütüyon beni
canımı cananıma katıyon
gurbet ellerde avutuyon beni
insan eyle beni vatanıma
muhabbet eyle dost meclisine
karanlığın ortasında yanan bir mum eyle
Eylede bir işik olayım
bu karanlık içinde
Bagışla organını
Filizlensin
Umut yitiren canlar
Can bulsun kıyamet günü
Yitip giden kanlar
Hürriyetim vardi elimde
Cebimde
Koltuk altımda
Yer sofrası yapardım sırası geldiğinde
Zeytin taneleri düşerdi
Üstüne
Ağlama mavi gömlek
Siyah kasket
Bir çinardın kök saldın
Halkın arasına
Barış insanlık sevgin yeşertir onu
Atanın yolunu dürüstlüğün ile
Anam koyardı ocağın üstüne
Patlıcan domates
Bulgur ile aş olurdun soframıza
Bakıyorum şimdi sana
Beş yıldızlı otellerin
Küllüğü olmuşsun
Dokuz temmuz ikibinsekiz
Ellerinde silahları ile
Amerikan konsolosluğunda
Türk polisi üzerine mermi yağdırırlar
Yetmiş milyonunun suratına tokat atar gibi
Sper eder gögsünü
Dinin dili olmaz
Dinin dili olmaz
Gönlün fermanı bulunmaz
Aşarsında her zorluğu
Tanrının ikiliği olmaz
Gel ey gönül dostu
binbir şekle girmeden
kadın erkek farketmez
baş ayak
çıplak
gelde meydana
Cumhuriyetin İlkeleri tüm özgürlüklerin üstünde
Dalgalanır al rengi ile maviliklerin üzerinde
Bilemezlerde orda özgürlüğün sırrına
Ararlar üzerindeki cahillik karanlığını
Türklüğün esirlikten kurtulduğu
Çığlıkları hissediyorum
yüreğimde
uzayıp giden kader çizgimde
elimi uzatıyorum
birini hiç olmassa birini kurtarayım diye
benide çekiyor o dipsiz kuyuya
Umut
hiç bir zaman tükenmez
gözlerinizi
kara toprak örtse bile
çöl ortasında kalınsa
umut yine vardır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!