Cihan bilsin ben bir Türküm!
Dinim omuzumda şeref yüküm,
Taşımak için bir adım ileri
Ya Allah deyip...
Altaylardan yola çıkmışım.
Bir kapı, bir konak uğruna hey! ..
O Türk'e önder olmuş, Bozkurt'un peşindeyim
Ulu yolu aydınlık, kararmaz büyük Türk'ün
Altın başlı yiğidin, ülküsü benim ülküm
İstismar edenlerle, hor görene tükürün.
Özüm özünde saklı, süslü söze gerek yok
Ay ve gün,
Mart onaltı, Cumartesi,
Yıl bin dokuzyüz doksanbir,
Gökyüzü o gün karardı,
Kara kara düşünüyordu sanki...
Devlet bekası, amirin adaletiyle daimdir,
Haddini bilen memurla uğraşan, amir zalimdir
Had bilmeyen memurla uğraşman, amirde zalimdir
Zira; Yüce devlet, ikisi arasında kaimdir.
Acı bir haberle telsiz,
Elimde inledi...
Kulak verdim
Yüreğim burkularak dinledim.
Telsizci,
Komutanım! .. Cengiz teğmenim
Gözüme bakarak bir şeyler sorma
Dara düştü gönlüm gülşeninde yar
Esirin oldumsa zincire vurma
Kabahat bende mi biraz sende yar
Gözlerine baktım mum ışığında
Hak vaki olur,
Bir gün ölürsem eğer
Mezarımın üzerine gerin,
Dalgalansın kırmızı bir ipek!
Ve bir delik delin ortasından,
Parlasın gökteki ay ve yıldız...
Şaire, nasıl bakılır
Arif Nihat sen olmasan?
Çocuk, nasıl anlatılır,
Arif Nihat sen olmasan?
Mavi karanlıkta kalır
Dost aradım, insan kapısında
Nankörü çok, gerçek bulamadım
Mümin tanınır, Tanrı kapısında
Sahtesi çok, gerçek bulamadım
Hak arabası her an hazırdır
Düşündüm ki...
Ben ne idim ben ne oldum
Ben sırrına sığındım ben
Düşündüm ki...
Hava oldum suyun oldum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!