Kelimelerin hapsindeki bir yaşamda özgürlükten bahsedilebilir mi?
Öyle ki bu alemde "özgürlük" bile bir kelime idi.
Kelimelerin özgürlüğünü başka bir kelime verebilir miydi?
Sahi ya özgürlük neydi?
Kelimelerin hapsindeki bir alemde, kelimesizliğe duyulan bir özlem mi?
Özlemek mi o da neydi?
Kelimesi kelimesine hasret bir alemde, özlemekte bir kelime değil miydi?
Peki ya olabilir miydi?
Kurtulabilir miydi her kelime, kendi hapsinden?
Özgürlüğüne kavuşabilir miydi, özgürlük?
Özlemine son verebilir miydi, özlemek?
Kopabilir miydi kelimelerin kıyameti?
Kelimelerin Kıyameti adlı romanın gizemli karakteri Robin, kadim dostu Henry’e bu konuda şunları söylemişti:
Bak Henry!
Rakamların, kelimelerin olmadığını varsay desem.
Bunu yapabilecek misin?
Bu öyle kışın ayazında ilkbaharı düşlemeye benzemez.
Ya da şöyle yapalım istersen.
Kapatalım bu hayatın sesini, bir de öyle anlamaya çalışalım birbirimizi.
Ne dersin ha?
Şimdi diyeceksin ki, kelimelerimiz bu kadar kavgaya tutuşmuşken
Bu sessizlik sağır eder bizi.
Evet! Haklısın Henry. Susarak olmaz bu iş.
Kelimelerin manasındaki biri bulup, manasız hırslarımızdan kurtulmalıyız belki de.
Bak Henry.
Durum şudur ki kelimeler bize yaşam verir, nefesimiz değil.
Şimdi sana desem ki kelimeleri yok say.
Bu durumda rakamlara ihtiyaç duyacaksın yoku bile saymak için.
Yok Henry! Yok!
Bu işten kurtuluş yok.
Kelimelerin hapsindeki bir bilincin özgürlüğe susamış aşkıdır bizim hikayemiz.
Robin 'in bu konuda ki fikri belliydi.
İşin içinden çıkmazdık belli ki, işimiz içimizdendi çünkü.
Peki ya buna demeliydi?
Kelimesi olmayan hissedişlerimiz vardı ki, kelimesi kelimesine hissettirirdi kendini.
Kelimenin aşkı vardı belki ama aşkın kelimesi yoktu!
Kayıt Tarihi : 13.11.2016 05:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!