Korkulu bir rüyaya dalar gibi, içi içe nizamiyeleri geçip Mamak Zindanları'na dahil olduk... Yazmanın, fikir beyan etmenin ve neşriyat yapmanın o dayanılmaz suçunu (!) aldığımız her nefeste yaşayarak, kalın demir parmaklıklarla çevrili Şehsuvaroğlu Lütfi'nin nesre çektiği Kafes'e kapatıldık.
Çok sık, kalabalık bir cemaatta namaz kıldığınızda tehiyyata oturur gibi oturduk. Avlarını parçalamak için hamle yapan çakalların ve boğazlanan avların çıkardığı sesleri yaşamaya başladık... Yüksek sesle nefes almanın bile yasak olduğu KAFES'te, en çok; insan eliyle inşa edilmiş bu cehennemde gösterdiğimiz itaati (!) niçin vakit namazlarında tadili erkanda göstermediğimize yandık, utandık! ...
Mamak'ta ve Dünya'da
Soğuk taş
Soğuk demir
Ve erimiş, kaynayan
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta