Mahpus kalem şunu sorar:
'Dilsiz ağız neye yarar? '
Konuşmak yok, yazmak yasak,
Fikirlere kelepçe var! ..
Hakkı hakça yazamazsın,
Düşmanına kızamazsın,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
HUZUR SOKAĞI
“Mücahide Annemiz Şule Yüksel ŞENLER’ in Ruhuna İthaf Olunur”
Yıllardır arıyoruz kalpten huzur sokağı
İdealist bir neslin ümidi gönül bağı
Şu üçlük dünyada dün bugün ve de yarın
Emrine amadeyiz göklerdeki kararın
Huzur Sokağı acep hangi diyara düşer?
Yüreklerin hüznünü hasretle yaşar beşer
Sen sanma ki boşuna bunca uğraş ve çaba
Emekler boşa gitmez sakın deme acaba
Yılların birikimi şanlı bir mücadele
Meşalesi Şule’den inanç ile el ele
Sen ey Huzur Sokağı! Taht kurdun gönlümüze
Bilaller Feyzalarla ışıksın günümüze
Çileli bir hayatın imanlı kahramanı
Özlediğin yaşamın elbet gelir zamanı
“Kelepçeli Fikirler” yarınlara aydınlık
İnsanlık âleminde ne de güzel kadınlık
Ruhunda demet demet açsın Huzur Sokağı
Mücadele azmini saçsın Huzur Sokağı
İnançlı nesil için Bir inanç abidesi
Farkındalık mimarı kalem kelam hür sesi
Allah’ın emri olan nadide başörtüsü
Direnci imanından edep hayanın süsü
O Huzur Sokağı’yla bayraklaşan şahsiyet
Eğer ders çıkarırsa mutlu olur cemiyet
Gençliğin Izdırabı iman ile Hidayet
Bu dünyadan göçerken çığır açmak nihayet
Gelecek nesillere düşünceleri önder
Ey imanlı kardeşim! Ruhuna dua gönder
Yüreklere dokunmak sen ey Huzur Sokağı
Şule Yüksel Şenler’in cennet olsun toprağı
29.08.2019
Tarık TORUN
Kitap okumayı çok sevenlerden ve alışkanlık haline getirenlerdendim. Maalesef son bir iki yıldır gözlerimiz bizi zorladığından yeteri kadar okuduğumu söyleyemem.
Hafızam beni yanıltmıyorsa, Şule Yüsel Karslı olarak yazdığı ilk eserlerinden biriydi "Huzur Sokağı" romanı. Zevkle ve tefekkürle okumuştum, bu güzel eserini.
Sonra "Bize Ne Oldu" eseri...
Daha sonra "tek kol, tek bacakla yükseklere tırmanılmaz" diyerek "Türk - İslam" kültürü ve felsefesi benim önceliğim oldu.
Zikrettiğimiz eseri 101 baskı yapmış, bir milyondan fazla satılmış.
Mücadeleci bir ruhun ve tükenmeyen enerjnin timsalidir Şule Yüksel.
Yüce Rabbim mekânını cennet eylesin.
Ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Hakk'a tabi olan insan
Davet eder güzel lisan
Zorluklara maruz kalan
Sabır ile çare arar
Davan için çile çektin
Çünkü ilktin önde idin
Bacılara bir örnektin
Müslümanlar seni arar
Her şeyin bir eceli var
Kimi karda kimi zarar
Şule Yüksel rahmet umar
Mü'minlerin duası var.
Üzülme sen olma mahzun
Gülecektir bil ki yüzün
Çaban sana yoldaş olsun
Senin "Huzur Sokağı"n var
Sen ki Şule Yüksel Şenler
İslam için yüce değer
Zulme karşı cihad eder
İnsanlık hep seni arar
Rabbim rahmetiyle muamele eylesin. Mekanın cennet olsun.
Gercekleri yansitan güzel bir siir.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta