Ben firari
Kelepçe kolumda,
Kimliğim polis karakolunda.
Ben yine sizin mahallede,
Aynı metruk binada.
Son cıgaramı da yaktım,
Ulan senin yüzünden hayatımı yaktım.
Bu bana yapılır mı,
Dışarda cam kenarında ölü bir kuş,
Yüreğim titrer,
Gözlerim buğulu cama akar.
Bu ne hal ey yâr
Bu ne izdüşüm, ne firak
Bahar değil, güz değil
Cennet mi ıslak, yoksa tuanalar mı yağar.
Benimkisi kuş ölümü değil,
tamamen menfur bir ölüm.
Kaç şiirde öldüm,
Kaç şiir okudum bilmiyorum,
Turna gözünde.
Aksi sedalar yankılar yürek dehlizlerimde.
Kelepçenin demiri bileğimi keser,
Göynümde sen, dudaklarımda ismin,
Eşgalimi asmışlar şehrin duvarlarına,
Dört bir yanına.
Soğuk ölümler yansır,
Parmağımla bir kendir, bir darağacı çizerim buğulu camlara.
Bir düştüğüm bu hale bakıyorum,
bir de donmuş kuşa.
Masumların kaderi hep mi aynı olur.
Kirpiklerimden sevda incileri düşerken,
Yeni zambaklar açacak üzerime örtülen toprağımda.
Öyle özledim ki "ölüm" seni,
O yârin elinden ölmeyi,
Kolumdan kelepçeyi sökmek gelmez,
Beni kollarım kelepçeli gömün.
Kayıt Tarihi : 30.12.2020 16:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Öğlen saatlerinde yazdım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!