Kelebek Yaşamalı... Şiiri - İsa Ünal

İsa Ünal
34

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kelebek Yaşamalı...

17,11,2006/ 23,12

Geceleri, bazen hayalini kurduğum tatlı bir rüya bazen de bir kâbusla uyanıyordum uykularımdan. Bu noktaya gelirken aslında beynimin ve kalbimin kontrol edilemez bir güç tarafından yönlendirildiğini görebiliyor ama buna müdahale etmeye çalıştığım her noktada kendimi biraz daha olmaktan korktuğum yere yakın hissediyordum. Kaçış için attığım her adım aslında bir kaçış olmaktan çok bir yöneliş oluyordu bu çetrefilli duyguya. Burada yaşadığım duyguların mutluluk verdiğini saklamaya çalışmam aslında sadece kendime söylediğim bir yalandan başka bir şey değildi. Bazen istemeden de olsa kalbimdeki ince sızıyı hayallerimle karıştırdığımda ise içime dolan mutluluk dünyadan tamamen kopmama neden oluyordu. Ama bu hep iyi başlayan kısa süren ve acı bir titremeyle sona eren bir hayal dünyasından başka bir şey değildi.

Belki kabullenmesi zor ama gerçek olan birçok şey vardı bu hayal dünyasının en iç noktalarında ve her aklıma gelişinde bana başımı gövdemden ayırırcasına büyük acılar veriyordu. Bu acılar, her gece rüyalarıma gelerek beni yaşamın gerçekleri ile karşı karşıya bırakan kâbuslar olarak karşıma çıkıyordu. Ve bu yaşanılan duygu yoğunlunu kabullenilmesi zor gerçekleri anlayışla karşılayacak kim vardı ki çevremde. Hiç kimse…

Bu aralar tüm duygularımın yıprattığı kalbimle ve düşünmediğim kendimle baş başa kalmayı yeğledim. Kendi başıma ne kadar başarılı olabilir ne kadar sorunlarımı alt edebilirdim orasını bilmiyordum ama mücadele etmeliydim. Beklide gerçek olabilecek hayallerimi de yerin dibine sokacak yeniden benimde istemediğim bir hayat yaratacaktım kendi önümde. Ama zannediyor musunuz ki başarabildim bunun bir yerde imkânsız olduğunu anladığımda kendime yeni bir dost da edinmiştim farkında olmadan.

Evimin sigara kokusu sinmiş duvarlarıydı beni tek anlayan. Oysa içimde birken duygular o kadar fazlaydı ki… Bu duyguları anlatabileceğim tek bir insan bile bulamayışım benim kâbus dolu gecelerimin tek sebebiydi beklide. Korkularımdı beni engelleyen, bu korku kaybetme korkusu değildi elbet, bu el değmemiş bir hayatı yok etmenin korkusuydu. Karşımda duran hayat daha yeni filizleniyor, yeni çiçek açıyordu. Yeni yapılmış bir gemi gibi önünde açılacağı büyük okyanuslar vardı. Yorgun bir kelebeği anımsatıyordu bana avuçlarımın içinde soluklanan. Birazcık fazla sıksam ölecek serbest bıraksam korkudan uçup gidecek ti avuçlarımdan. Bunlardı korkularım, bu paradokslar içinde her gece radyoda çalan duygu yüklü müzikler eşliğinde konuşurdum evimin sigara kokusu sinmiş duvarları ile ve çok iyi biliyordum ki o duvarlar çok iyi bir sırdaştı benim için. Belki bir gün ben çıkıp gittiğimde bile duvara resmini astığım paslı çividen başka hiçbir şeyimi başkalarına vermeyecekti. Güvenirdim ona sonsuza dek, hiç kızmazdı bana, ne söylesem anlardı beni, hatta sinirlendiğim zaman attığım yumrukları bile görmezden gelir, yine kollarını açardı bana. Çünkü o sevgiyi sıcaklığı bilirdi en ziyadesiyle karşılık ta beklemezdi hiçbir zaman. Hem bilmese her insan hayalini kurar mıydı o sıcak evin. Benden önce başkaları da kalmıştı o odada ve onlarında birçok sırrına sahipti, ama hiçbirinden bahsetmemişti şimdiye kadar bana… Şimdi bir ben biliyorum bir de odamın sigara kokusu sinmiş duvarları biliyor içimde biriken patlamaya hazır duygu yoğunluğunu. Ben, bana ait olduğunu zannettiğim

Kelebeğin uçup gitmesinden korkuyorum, onun korkusu ise çok farklı benden. O benim korkularım yüzünden kelebeğin ölmesinden korkuyor. Çünkü çok iyi biliyor kelebek benim yaşama sebebim varlığımı anlamlı kılan tek varlığım hayatta, o ölürse bende öleceğim. Bu anne sevgisine benzemez, baba sevgisine benzemez, kardeş sevgisine hiç benzemez bu bambaşka bir anlam bambaşka bir şey, bu nefes gibi kalp gibi su gibi bir şey eğer fark edebilirseniz tabii ki. İnsan suyun çok olduğu yerde suyun değerini nefes aldığı zaman nefesin değerini pek önemsemez ama önemsediği zaman onu kaybetmemek için çabalar ya benimkisi de öyle bir çabaydı işte onun hep var olmasını istediğim için böyle çırpınıyorum benim olmasa bile kelebeğin yaşamasını istediğim için… İşte bu benim karanlık dünyam. Şimdi siz merak ediyorsunuz kelebeğin ne olduğunu ama onu hiç öğrenemeyeceksiniz, ta ki odamın sigara kokan duvarları konuşuncaya kadar. Eğer bir gün dile gelirse…

Evet, kelebek yaşamalı yaşatmalıyız onu, kendimizi ve hayallerimizi yok etme uğruna bile olsa..

Kelebek yaşasın…

İsa Ünal
Kayıt Tarihi : 8.3.2007 12:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


hikayedir satır araları

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsa Ünal