Kelebek Şiiri - Mehmet Erdoğan 3

Kelebek*

Abdest alıyordu adam,
Adam gibi adam.
Tam abdestin ortasında
Bir kelebek
Girdi suyun altına
Belki de isteyerek.

O sudan bir yudum
İçmek miydi muradı?
Arzusu dirilişe ermek miydi
Bilinmez, manen...

Islandı kelebek
Akan suya kapıldı.
Deliğe doğru gidiyordu,
Çırpınarak...
Kanatları nakış nakış
Regarenk
Benek benek..
Sanki kudretten bir ahenk.
Adam durdu bir an.
Baktı ona şefkatle,
Abdesti yarım kaldı,
Kelebeği yavaşça ve nazikçe aldı,
Kuruttu onu
Nahif bir şekilde
Sonra pencereyi açtı
Tabiata saldı.
Uçtu kelebek ağaçlara doğru .
Adam döndü geriye.
Yüzünde gülümseme
Ve mutluluk nişanesi..
Dedi bir kelebeğin ölümü
Abdest alırken dahi
Eder bir kalbi elbet
Bir zalim viranesi.
Kurtaramaz onu,
İyiyim teranesi...

Abdestine devam etti adam,
Adam gibi adam. Adam gibi adam...
Sonra ona zalimler terörist dediler.
Sövdüler, dostlarını döverek dövdüler,
Ne kadar şey varsa
Her şeyi söylediler.

Kelebeği kurtardı adam amma
Söz geçiremedi zalimlere.
Onları boğulmaktan
Kurtaramadı
Kapıldıkları iftira selinden,
Ne yapsın kader bu;
Sonunda
O da aciz bir kuldu.
Gerçi bir okuldu
Merhamet mektebi.
Şefkat kahramanı
İnsanlığın kurtuluş için
Ömrünü verirdi,
Sevgi muallimi,
Hatta bu uğurda
Geçerdi serden.
Ama yalan ve iftirayla başa çıkılmaz
Hele bir de tiryaki olmuşsa
İftira eden.
Kurtuluş mümkün değildi,
Ne gelir elden...

*Bir Yanlışı Tashih

Kelebek şiirini yazdım. Öğle sularında evin önünde kahve içiyorum Bir kelebek uçarak geldi. (Bir aya yakın oldu bu eve taşınalı. Hatta bahçede çok da kahve içtim Ben bir kelebek vs. görmedim.) Çok güzel bir rengi vardı. Bej rengi üzerine siyah benekler. Ne çok büyük ne de çok küçük. Orta boy. Çevremde döndü durdu. Halbuki kelebeklerin pek nadirdir insanlara yaklaşmaları. Bir süre öyle uçtu. Sonra bir çimen yaprağına kondu. Ardından bahçenin zemin taşının birine ince parmaklarıyla sıkı sıkı tutundu. Hafif bir rüzgar ediyordu. Tutunduğu yerden kopmadı maşallah Sonra da komşunun bahçesinden sarkan bir çiçeğe uçtu, ardından o bahçedeki kırmızı çiçekli sarmaşığa yöneldi, bir çiçeğine kondu. Kısa bir dinlenmeden sonra diğer bahçeye gitti ve diğerine derken gözden kayboldu... Anladım ki bütün kelebekler adına bir teşekkür için gelmişti. Hem şiiri için teşekkür. Hem de olayın doğruluğunu tasdik, hem de sabır tavsiye etmek için, hem de tarif ve tasvir ettiğim kelebeğin aslını bana hatırlatmak için. Biz bu olayı görmedik sade birinci ağızdan duyduk. Onun için tasvirlerimizde hata olabilir. Demek ki kelebek rengarenk değilmiş. Sade bej renginde bir kelebekmiş. Ama kanatlarında benek varmış, büyüklüğü de normalmiş..vs..vs. Bir sürü tashih.. Şimdi şiiri değiştirmem gerek. Yani "rengarenk" kelimesi kalkmalı. Kafiyelere de kıyamıyorum dostlar. Neyse bende dursun siz kaldırın hadi.. Nasıl olsa kelebeğin gerçek rengi, deseni, boyu posu ortaya çıktı. Allah'a hamd olsun. Yanlışlarımız hatırlatıldı Selam ve sevgiler. 31-7-2012/ Salı saat: 2.30
*