Sıskacık bir delikanlıydı yüreğim,
Sanmaki körpe!
Aksine;
Denizlere karşı duran bir kaya,
Kazma vurulamayan bir maden!
Ama herzaman da meyilliydi hastalanmaya,
Her gün batışı mesela,
Her meltem sarmaladığında saçlarını...
Hiç düşünmemişti içini kemirecek bir veremi!
Önceleri belli bile etmedi kendini,
Öylesine güzel, her alınan nefeste teninin kokusu...
Birlikteyken düşse bir çukura dahi,
Bir damla gün ışığı düşmese nazarına...
Ona bile şükrederdi.
Kendine zincirlemene rağmen,
Teninden, bedeninden,
Avuçlarının içinden,...
Acı kokan bir solukla
Hoşçakal diyerek gidene kadar.
"Artık ne yolcu var limanda,
Ne de gemi..."
Kiminin kaderi böylesine çekip gitmek,
Kiminin hayatı kederle sarmalanmış bir kader
Bırakamayacağı kadar yüzü boyanmış bir güzel.
İçine yerleşirdi verem...
Sayfalara kan kusardık gecelerce.
Kan kurur, sen kalırdın geriye,
Okurdum yine gecelerce...
İçine yerleşirdi verem,
Doktor, tüberkiloz değil bu derdi...
Şairin bahaneyisdi, Aşk!
Lakin öldürdü bu sefer ki...
Sıskacık bir delikanlıydı yüreğim,
Sanmaki körpe!
Ama dayanamadı senin sevgine.
Bir kelebeğin rüyası kadar sürdü sadece.
2013.04.22 22:50
İlhan SAĞ
"Kelebeğin Rüyası" filmine ithafen.
İlhan SağKayıt Tarihi : 24.4.2013 08:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir Bartın'lı olarak çok iyi bilirim, kömür madenlerini, verem savaş dispanserlerinde En güzel Bartın manzarasını seyrederken kan öksüren amcaları dedeleri... Filme ithafen, Teşekkürler Yılmaz Erdoğan
TÜM YORUMLAR (1)