Dökülüyor yapraklar,
Son demlerine yaşamın.
Kırlangıçlar inci diziminde...
Martılar çığlık çığlığa,
Dillerinde kelebeğin ölüm şarkısı...
Bir hanımelinin yaprağında,
Mavi şafağa açmıştı gözlerini,
Dökülürken üzerine çiçekleri...
Fecr-i kâzipte*,
Kulaklarında,
Kelebeğin ölüm şarkısı,
Kaparken gözlerini, yaşama...
Kayıt Tarihi : 26.7.2011 12:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
4.fecr-i kâzib: sabahleyin doğu ufkunda iki çeşit ağarma olur. birincisi, gökyüzünün ortasına doğru uzanana, üst tarafı daha parlak, altı ufak çizgisine kadar inmeyen, ortası oval biçimde bir aydınlıktır. bu, bir müddet sonra keskin bakışlı kimseler dışındakilerin fark edemeyeceği kadar azalır ve bazı bölgelerde tamamen görülmez olur. bu anda ne sabah namazı vakti girer ne sahur vakti sona erer. bununla bir dini hüküm sabit olmayacağı için fecr-i kâzib yani yalancı tan adı verilmiştir. birinci fecir, imsak vaktinin yaklaştığını haber vermesi açısından faydalıdır. oruç tutacak olan kişi bu vakitte yemeye içmeye devam eder.

TÜM YORUMLAR (3)