Yorgun yürüyorum bu sokaksız şehirleri.
Böyle bitap, böyle çaresiz, böyle dalgın ve sensiz.
Gömdüğüm yerden çıkaramadım umudu, vefayı, bir avuç mutluluğu...
Gönül amansız, dil lugatsız yanar hasrete.
Yalnız sen biliyorsun ah’larımı, gözümde hazır bekleyen acılarımı.
Bir tek sen biliyorsun katran karası yakan sabahlarımı.
Bırakıyorum her şeyi, yoruluyorum yağmalanan düşlerimin gölgesinde.
Seviyorum olmuyor, pınarım coşmaktan vazgeçmiyor.
Bırak git sen en iyisi bu şehri...
Acım dokunasın yamacına!
Ah.. Düşlerim bile hasret sana.
Şiir yorgun, kalem yorgun, yürek yorgun..
Sana koşan kelam yorgun, göz yorgun..
Gençliğim avuçlarımda bakıyor yüzüme,
sessiz ağlar, mağlup düşmüş..
Başımı çevirecek yer arıyorum ne diyeceğimi bilmeden!
Korkar artık her bir yanım dünyadan..
Taşından, toprağından, insanından,kuşundan..
Ya sen, sen korkacak ne bıraktın ki?
Acı, hasret, kahır, gözyaşı…
Gitmeseydin anlatacaktım sana vurgun yediklerimi!
Her sabah yüreğime damlayan ateşi, anlatacaktım..
Oysa gittin!
Gözüne bir nebze acı ilişmeden tarumar ettin hayalleri, düşleri, beni!
Neye yansın bu yürek?
Senin ettiğin zulme mi?
Dünyanın zulmüne mi?
Neye acısın söyle!
Her demde yüzyıllık hasret, sen düşüyorsun yoluma.
Sessiz çığlıklar atıyor gözlerim,
İlişiyor sevdana:
“Bir hasret sen, sen kaldın sevgiliden, bir sen kaldın gidenden.”
Kor olduğunu gör mısralarımın, yüreğini gör yüreğimin!
Dalgasız denizimi gör!
Yeminler yine aynı, düşlerim saf, yine masum.
Kül çıktığım satırlar sonrası dile gelir, süzülürdün dudaklarıma…
Korkularım vardı hayallerimi saran sarmalayan.
Kahretsin söylerdim her fırsatta “ korkuyorum ” diye!
Dinleyen kim, anlayan kim? !
Sakın ha bakma gözlerime, yanarsın!
Anlasaydın gözlerimdeki masumluğun bir sana baktığını.
Bir anlasaydın senden başka hiç kimseye görünmediğini! Anlardın..
Farkında mısın, yine ben yazıyorum!
Varken de yokken de..
Duruşun vardı gözlerimde, yaşlarıma hâkim olamadığım.
Yüreğin vardı kalemi elime tutuşturan.
Şimdi gidişin var!
Gamda ah, ah da gam gönül!
Gün mağrib, gece mahşer yaşatır.
Belki dönersin umuyla bıraktığın yerden kıpırdamadım.
Gelir ellerimden tutar da kaldırırsın diye...
Şiir yoruyor, yoruyor.
Hasret ak kor gibi yapışıyor kirpiğime...
Geceler düşman, vardığım yer karanlık.
Sen, ey sen!
Gönül gergefine ihanet çizip, dağılıp giden…
En hüzünlü şiirlere nöbetçi eyleyip gittin.
Ben gecenin sabaha varamadığı o yerde,
Yürek sen solgun nöbetlerde.
Bir buse bırakıyorum gecenin bittiği yere.
Olmayışının süründüğü, selamın kesildiği o yere…
Al sakla, akşam çökünce güne, uçup gidecek nasıl olsa!
Yusuf'un kuyudaki çığlığı,
Hüseyin'in susuzluğu var gözümde!
Mahşer yaşar gönlüm, dayanamaz, diz çöker...
Akşam sefalarının hüzünlü bakışları var...
Yani sevgili,
Bırakıp gidişinin cehennemi var gözümde…
Elveda gözyaşı sahipsiz, titrek sevda!
Sensiz gün doğsa, boş vermişliğin gibi boş vereceğim hasreti!
Dilime “ of “ diye düştün yar…
Kuruyuverdi düş!
Hayalini hayal etmekten vazgeçti gönül…
Her sabah bin kez daha sen diye inliyor gece!
Maziyi atiyi her şeyi silip alıyor gözlerimden…
Zaman hasret diyor,
Duaların susturup kavurduğu ellerim yanıyor…
Gözlerin gibi kararıp kalıyor düştüğüm senli yolların ufku…
Sahi, gördüğüm yerden ötede misin?
Sen sırra kadem basalı çok olmuş…
Gözlerin gideli epeyce zaman…
Ve zaman durdu;
Sevda kim, sevgili kim?
Soru sorulur da, cevap kim? !
Adın söylenir de, şiir kim?
Ben senin değil, yüreğinin şairiyim aslında.
Ve sen yarım bırakılmış bir şiirdin bitenler arasında…
Bir ızdırap da sen ol dilimde…
Bahtın açık olsun,
Git…
Kayıt Tarihi : 23.4.2010 11:24:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yeşim Kara](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/04/23/kelamsiz-kalem.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!