Duraksamadan yürüyor bütün yorgunlukları es geçiyordu seyrinden sıkılmış bir filmin sonuna kavuşabilmek gibi sabırsızca, kızgın adımlar iniyordu kaldırımlara! ! ! Bir ses gelse dönüp bakmaya hiç niyeti yoktu.Oysa bütün bunlar olası birşeyin sonucundan bağımsız gelişmiş sizofrenik buhranların açığa vurduğu ve eyleme dönüştüğü halisilasyonlar olmalıydı ki; Nedeni yoktu bu adımların, öfkeyle bileşkesin
in.Nereye gittiğinden haberi olmayan seyyah gibi şehrin bir ucuna sürüklenmişti, kendini bu durumdan soyutlamaya,bir haklılık payı aramaya çalışıyordu ve üstelik içinde ki kararlılık, yorgunluğuna aman vermiyordu böyle ne kadar daha yürüyebilirdi ki bir yere yığılmadan.Vücuduyla yarış içinde bir durak seçmeye çalıştı.Köşeyi dönünce durmalıyım yerin bir önemi yok kendimi herhangi bir çukura atıp uyumalıyım dedi! Kendine yalvararırcasına aniden gelişen bu his birden eyleme dökülse bütün bu olanları unutmaya razı olabilir kendini affedebilirdi...
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman