Kel Rıza uzun süre içine kapandı.Babası ile arasına bir sınır koydu.Çünkü babasının bir şeyler sakladığını hissediyordu.
İneklerini ve keçileri güderken özellikle o ilk gittiği cinlerin mağrasına doğru sürüyordu.Amacı,cinleri takip etmek ve bunlar hakkında bilgi edinmekti.Demekki dünya da farklı canlılarda var diye düşünüyordu.
Yine bir gün cin'li mağraya yaklaşmıştı ki,mağarada davul zurna sesleri geliyordu.Yakından bakmak için bir kayanın arkasından cinleri izlemeye koyuldu.İlginç olan bu düğünde gelin olan babasının cinden olan eşinin düğünüydü.Bir gurup cin hiç ses çıkarmadan düğünü izliyorlar,diğer cinler sevinçle eğleniyorlardı.Suskun cinler kız evinden ,oynayanların ise oğlan evinden olduğu anlaşılıyordu.Oğlan evi kötü cinlerdi.Iyi cinler kızlarını kel Rızanın babasına vemişlerdi.Bütüm problem buydu.Sonunda kötü cinler kel Rızanın babasını öldürmekle tehdit ederek,kızı almışlardı.Böylece problem çözülmüş oluyordu.Kel Rızanın babası,cin kızını aslında ahırda görünce komşu kızı kılığında görmüş ve onunla birlikte olmuştu.Bu birliktelikten beş çocuğu olmuştu.Bunuda ailesinden gizlemişti.Oğlunun kafası karaşmaması için olayların üzerini örtmüştü.
Kel Rıza her şeyi öğrenmişti.Düğünü seyrederken birden kötü cinin biri kel Rızayı gördü.Hemen saldırdı.Iyi cinlerle kötü cinler birbirine girdiler.Kel Rıza kötü Cin'den kaçarken,ayağı taşlara takıldı ve birden aşağı doğru yuvarlanmaya başladı.Kel Rıza paramparca olmuştu.Kötü Cinler aşağıdaki
Kel Rızanın cesetine bakarak gıcık gıcık gülüyorlardı.
Oğlunun akşam eve gelmediğini gören Kel Rızanın babası onu cinli mağra yakınlarında
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta