Bir garip hindi mezbele didikler
Kendi halinde toprağı gıdıklar
Dedik kırmızı ibikli kel Fatma
Sen sen ol papağan taklidi yapma
Culluk derler sana neyine yetmez
Bilsen bir papağan bir culluk etmez
Yeri kümes papağanlık neyine
İstese de kafes geçmez eline
Kırk beş lira hadi diyesin elli
Senin altın üstün ederin belli
Kel Fatma dedikçe kabardı durdu
Yetmedi kanadın açtı savurdu
Eşelemekten vaz geçti tezeği
Sandı ki temiz kalır tüy tozağı
Gördü bir papağanı kafesinde
Konuşur gamdan eser yok sesinde
Rengarenk tüy kafası kanat boynu
Gelen giden sever hem okşar onu
Alır biri koyar eli üstüne
Öteki yem koyar dili üstüne
Yediğ önünde yemediğ ardında
Bir tek misafire selam derdinde
Düşündü durdu halin ince ince
Benim halim nice bunun ki nice
Var bu iş içinde bir çetrefil iş
Bakarsan o da bir kuş ben de bir kuş
Aramızdaki fark ne ola diye
Gitti sordu hemen bilge hindiye
Nasihat etti bilge hindi ona
Heves değil kimse senin glu gluna
Durmadı akılsız yerinde rahat
Yetmedi folluk üstü istirahat
Buladı tüyün tozağın boyaya
Kim inanır bu sentetik foyaya
Uzattı boynun kafesten içeri
Kapandı kapısı yoktur açarı
Glu glu glu eder hindi oğlu hindi
Sanırsın yedi lisan bilir kendi
Gelenler onu kafeste buldular
Kızıp tüylerini tek tek yoldular
İstersen kabarık kuyruğunu dik
İstersen kel boynunu altına çek
Kim dinler kimler anlar seni şimdi
Adamların canı çekmişse hindi
Çırpınıp kalanı da yoldun işte
Boynun bıçak altında buldun işte
Etim serttir dedin inanmadılar
Sen aldandın onlar aldanmadılar
Anladı amma velâkin geç oldu
Cıscıbıldak kendin kazanda buldu
Ayırdılar fatma’nın dört bacağın
Verdiler altına ateş ocağın
Gaz verip kabaramazsın derlermiş
Sonra pişirip bir güzel yerlermiş
Senin aslın hindi oğlu hindidir
Bilirse ne güzel herkes kendidir
Kayıt Tarihi : 26.12.2011 15:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirin isim babası Doktor Osman Tuğlu'ya teşekkürü bir borç bilirim
![Orhan Balkarlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/12/26/kel-fatma.jpg)
Hasan Tan haklı...beni de aldı bir gülmedir gitti..neredeyse glu glu gluneceğim..:))lakin tavuskuşunun açılan kuyruğuna benzer kuyruğum yok..bir de kırmızı ibiğim..:))olsa ne olurdu..bence çok şey olurdu...kime kızarsam,üstüne yürüdüm..glu gluuuuuu..:))
he vallaha sevgili Balkarlı,şiir çok hoş da,bizi anımsattı bana...batılılar bize !HİNDİ' diyorlar. yani TURKEY...:))çok kızıyorum onlara ama bu günlerde sahiden de hindiler gibiyiz..sevgili Sinyalinin dediği gibi,ayaklarımızın sayısı kaçtı,onu bile unutuyoruz...benim ayağımın biri kırıldı zaten bileğinden...:)yani eşelenmem mümkün değil efendim..:)))))))
sevgiler sana....
Kanatlarını da sayarsak belki:)
En sevdiğim beyit şudur diyecektim ki bir hususa taacüp ettim.
Ayırdılar fatma’nın dört bacağın
Verdiler altına ateş ocağın
Hindilerde bacak sayısı nedir?
Dört bacak değil de, bacakların dört bir yana ayrılması mı kastedilmek istendi..
Tebrikler Dostum..
:)
Hürmetlerimle.
TÜM YORUMLAR (9)