Kel Fatma Şiiri - Orhan Balkarlı

Orhan Balkarlı
29

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Kel Fatma

Bir garip hindi mezbele didikler
Kendi halinde toprağı gıdıklar

Dedik kırmızı ibikli kel Fatma
Sen sen ol papağan taklidi yapma

Culluk derler sana neyine yetmez
Bilsen bir papağan bir culluk etmez

Yeri kümes papağanlık neyine
İstese de kafes geçmez eline

Kırk beş lira hadi diyesin elli
Senin altın üstün ederin belli

Kel Fatma dedikçe kabardı durdu
Yetmedi kanadın açtı savurdu

Eşelemekten vaz geçti tezeği
Sandı ki temiz kalır tüy tozağı

Gördü bir papağanı kafesinde
Konuşur gamdan eser yok sesinde

Rengarenk tüy kafası kanat boynu
Gelen giden sever hem okşar onu

Alır biri koyar eli üstüne
Öteki yem koyar dili üstüne

Yediğ önünde yemediğ ardında
Bir tek misafire selam derdinde

Düşündü durdu halin ince ince
Benim halim nice bunun ki nice

Var bu iş içinde bir çetrefil iş
Bakarsan o da bir kuş ben de bir kuş

Aramızdaki fark ne ola diye
Gitti sordu hemen bilge hindiye

Nasihat etti bilge hindi ona
Heves değil kimse senin glu gluna

Durmadı akılsız yerinde rahat
Yetmedi folluk üstü istirahat

Buladı tüyün tozağın boyaya
Kim inanır bu sentetik foyaya

Uzattı boynun kafesten içeri
Kapandı kapısı yoktur açarı

Glu glu glu eder hindi oğlu hindi
Sanırsın yedi lisan bilir kendi

Gelenler onu kafeste buldular
Kızıp tüylerini tek tek yoldular

İstersen kabarık kuyruğunu dik
İstersen kel boynunu altına çek

Kim dinler kimler anlar seni şimdi
Adamların canı çekmişse hindi

Çırpınıp kalanı da yoldun işte
Boynun bıçak altında buldun işte

Etim serttir dedin inanmadılar
Sen aldandın onlar aldanmadılar

Anladı amma velâkin geç oldu
Cıscıbıldak kendin kazanda buldu

Ayırdılar fatma’nın dört bacağın
Verdiler altına ateş ocağın

Gaz verip kabaramazsın derlermiş
Sonra pişirip bir güzel yerlermiş

Senin aslın hindi oğlu hindidir
Bilirse ne güzel herkes kendidir

Orhan Balkarlı
Kayıt Tarihi : 26.12.2011 15:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şiirin isim babası Doktor Osman Tuğlu'ya teşekkürü bir borç bilirim

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Tayyibe Atay
    Tayyibe Atay

    :))

    Hasan Tan haklı...beni de aldı bir gülmedir gitti..neredeyse glu glu gluneceğim..:))lakin tavuskuşunun açılan kuyruğuna benzer kuyruğum yok..bir de kırmızı ibiğim..:))olsa ne olurdu..bence çok şey olurdu...kime kızarsam,üstüne yürüdüm..glu gluuuuuu..:))

    he vallaha sevgili Balkarlı,şiir çok hoş da,bizi anımsattı bana...batılılar bize !HİNDİ' diyorlar. yani TURKEY...:))çok kızıyorum onlara ama bu günlerde sahiden de hindiler gibiyiz..sevgili Sinyalinin dediği gibi,ayaklarımızın sayısı kaçtı,onu bile unutuyoruz...benim ayağımın biri kırıldı zaten bileğinden...:)yani eşelenmem mümkün değil efendim..:)))))))

    sevgiler sana....

    Cevap Yaz
  • Hasan Tan
    Hasan Tan

    Yüzümüz az güldü şiir sayesinde. Bir de Sinyali Ağabeyin dikkati takdire şayan..

    Kanatlarını da sayarsak belki:)

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    kel Fatmanın, Duduyu kıskanma kazanına düşmesidir.. Tahkiyesi, kıssası, hissesi ile mükemmel bir fabl örneği.. Şahıslandırmalar yerli yerinde.. Karakter tahlilleri ve gözlemleri canlı ve şiirsel

    En sevdiğim beyit şudur diyecektim ki bir hususa taacüp ettim.

    Ayırdılar fatma’nın dört bacağın
    Verdiler altına ateş ocağın

    Hindilerde bacak sayısı nedir?

    Dört bacak değil de, bacakların dört bir yana ayrılması mı kastedilmek istendi..

    Tebrikler Dostum..

    :)


    Cevap Yaz
  • Muzaffer Akın
    Muzaffer Akın

    Hece ölçüsünde yazılmış harika dizeler okudum.Kaleminiz ve yüreğiniz her dem çağlasın şair.

    Hürmetlerimle.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Taskanat
    Mustafa Taskanat

    KALEMİNİZE SAĞLIK SELAM VE DUA İLE

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (9)

Orhan Balkarlı