Tebdil-i kıyafetle sultan, pazarda dolaşırken,
İki keklik görür bir akçeye, diğeri bin akçeden
Sorar satıcıya “ne bu işin sırrı, nedir farkı?"
satıcı “o kekliğin bin akçeden fazla” der hakkı.
Padişah, “nasıl aynı kuşun fark bin akçe eder”
Satıcı çatar kaşını, “ötünce karşı dağlar inler”
“Sonra başına toplanır vadide, onca keklikler”
“Sende armut gibi toplarsın, kapanda keklikleri”
“Zahmetsizce kazanırsın, çil çil onca akçeleri .”
Padişah çıkarır bin akçe, alır bu mahir kekliği,
Koparır kafasını, atar on metre fırlatır ileri.
Adam hayret eder, bu ne saçma bir davranış.
“on yıldır kuşçuyum” der, “gel de sen buna alış”
Sormadan edemez “niye böyle yaptın ki sen”?
Bin akçe ye alıp, başını koparanı görmedim ben
Sultan der ki “bu kendi soyuna büyük ihanet”
“Böyle hainler bedelini, canla ödemelidir elbet”
1997
Fatihin ideolojisiydi, bu Kızıl Elma
Önce Otranto kalesi sonra da Roma
Gedik Ahmet paşayla, alınınca kale
İlk kapı açılmıştı, İstikbalden ikbale.
Rabbinin kapısında sabırla bekle,
Sensörlü bir kapı misali açılacaktır.
Ağzına kadar, aşk dopdolu yürekle
Yerinde ve zamanında, yapılacaktır.
Saflık, güzellik meleklerle özdeşmiş.
Bazı şeytanlar, melekler kadar güzel
Ruhları da, yürekleri kadar kirlenmiş.
Gül hatrına katlanır, dikene bülbül
Ondandır dikenler, bülbüle vatan.
Her ne kadar kırgın olsa da gönül,
Yine bülbüldür gönlünde yatan
Gülün adınadır, bülbülün besteleri
Sanki Leyla Mecnunun aşkıdır bu
Bile bile lades, kavuşmak istemesi
Bir kuru dal, bir nefes, bir damla su.
2017
Bir kişi her şeyin, her şey bir kişinin olur.
Yumurtaları bir sepete koymak, riski budur.
Çulun rengi değişir, huyun rengi değişmez.
Yedisinde nasılsa, yetmişinde değişemez
Başkasına katlanılmaz, incinirse onurun.
Güle konarsa bülbül, diken olur yurdun.
Ne kuzgunu bülbüldür, ne çalı gül yerine
Nasıl semer denk değil, küheylan eyerine.
Başkaldırı özgürlük, ayaklanmak açlığa ret.
Kılıç yarası kapanır, esaret kapanmaz şirret.
İradeye ve sabra, kimse karşı koyamaz.
Kuvvetle cesaret karşısında güç bulamaz
Acıdığımdan çok, gıpta ettiğimi severim.
Hak yerini bulsun da, kıyamet kopsun beyim.
2010
Sabırla tahammül başkadır, bilirsin.
Kalbim atarken, ritmini sen değiştirirsin.
Kendime gelemedim ki, sana geleyim.
Bari sorayım ”nasılsın”, iyi misin bileyim
Geçici öfkenin, aptallığını yaşarım bir bir
Belirsizlik, en kötü ihtimalden acı vericidir.
Bir ömür affetmemek, unutmak değildir
Ne onu terk etmek, ne de birlikteliktir
Bazen mazi bir çırpıda, çırpınarak silinirmiş.
Ne öfkeyle yaşamak, ne affetmek çokbilmiş
Saadetle gelen selametle gider, yolun açık olsun.
Hükümde kalemini kır, beni kırma ne olursun.
Mezar taşları kadar sadık, sabırlı olamaz insan.
Zor olan acının sürekliliği, sen şiddeti san.
"Hatayı, Hatay da hatırlamak hatadır" derler.
Akıl fukarasıyla, gönül ukalası aynıdır beyler
2010
İnsanlar birlikte değil, dirlikte birbirini tanır.
Başta çiçek, sonda hayvan adı akılda kalır.
2010
Cebimde taşıdığım, çiçek bahçem kitabım
Hoşgörü ve aşkı içine alır, koca ruh kabım.
Az vermek isteyen, neden çok almak ister?
Çözemezsen sorunu, başkasına yol göster.
Bizi yıkamayan her sorun, çok güçlü yapar.
Durmakla dağ aşılmaz, zirvede olmak var
“Cevap istemiyorsan, soru da sorma” derim
Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir beyim.
Yarın için hayaller kur, ama bugün için yaşa.
Sıcak çorba içerken de, oturma soğuk taşa.
2010
Ben paşa sen ağa, bu ineği kim sağa?
Sahibini sordun mu, üzüm yediğin bağa?
Az yiyen az uyur, çok yiyenler zor uyur.
Ateş kış elmasıdır, ocak başına buyur.
Adam adama yük, ruh bedene mülk değil.
Boş başaklar dik durur, eğil kardeşim eğil.
2009
Kimseye “hayır” diyemez, herkesi gönüllerdi.
En baştan “Evet” der, sonra da gıybet ederdi.
Şeytan mı, melek mi, bu mahlukat-ı beşeriyet?
Nefsi şeytana, Kalbi imana meyilli bu ne şirret?
2009
Kurşun dökmeye geliyoruz.
Ordunuza nazar değmiş.
Dua devşir, başpiskopos
Bak Haçlılar, boyun eğmiş.
2012
Çekilin ilmin, fennin, teknolojinin önünden
Yarım kalmış onca icat, ecdatlar gününden.
Yarınlardan müjdeler var bugün, projelerden
İlmi alın, aydın geçinen yobaz trajedisinden.
2021
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 6.1.2010 11:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kıssadan hisse.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!