Keklik dediniz öter kayalıkta bizde
Kenarda bekler zalim avcı eli tetikte,
İner kınalı keklik dereye su içmekte
Eğilirken suya kan akar suyla birlikte,
Zalim avcının elinde keklik son nefeste...
*
(12.05.2017,saat 19.04)
Kayıt Tarihi : 15.5.2017 21:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ben ufacık bir çocukken,her evde içinde keklik olan bir kafes vardı misafir odasının penceresinde...Suyu yemi hiç eksik edilmezdi.Bir gün aaağabeyim tüfeğe saçmaları koydu,elinde kafes karşı ki dağa çıktılar.Akşam eve döndüklerinde dört keklik ellerinde geri döndüler.Bizim kafesteki keklik yemlendi,suyu verildi,gün akşam oldu.Küçücük bir kuş ızgara edildi,adamın dişinin boşluğunu bile doldurmuyor.Üzüldüm keyif için avlanan can,yazık kıymak ne kadar kolaydır. Yıllar sonra gidiklerdeydim.Su başındaki kayalıkta dişi keklik ötüyordu.Bir başka tepede erkek keklik öterek suya indi.Aslında kafesteki keklik bir tuzaktı hemcinsine.Dişi keklik öterken erkeği av oluyordu avcıya...Hiç unutmadım,gagası,ayakları kınalı olan keklik maalesef hep kurbanlıktı başkasına...
![Hayriye Aygül](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/05/15/keklik-19.jpg)
Şiir için kutlarım
TÜM YORUMLAR (1)