KEKELEMEYE ÇALIŞTIM DÜN GECE...(Düz Yazı ...

Naime Erlaçin
955

ŞİİR


44

TAKİPÇİ

Genç bir dostum var. Şair. En iyisinden. İçinden geldiği gibi yazar bana. Kah yorum yapar, kah şiir veya mektup gönderir. Duyguları nasıl akmışsa ve kafasından ne geçmişse onları yazar. Sevdiğine dile getiremediklerini bile bana anlatır. Evlat bilip basmışım bağrıma bir kez. Anlarım onu. Bazen anlamam ama yine de dinlerim. Söylediklerinin içinden çıkamadığım zamanlarda sorarım kendisine; “Neydi bu? ” diye. O da, “Hiç anne, kekeledim işte, aldırma sen.” der…

Son günlerde taktım bu “kekeleme” lafına. Aslında bilinçdışımda bu sözcüğün şiirle örtüşen bir yanı var. Beni ilk gençlik günlerime götürüyor. On beş yaşımın altındaydım sanırım. Adana Kız Lisesinde yatılı okuyan edebiyat ve sanat meraklısı bir grup genç kızdan biriydim. Şimdi kendi yazdıklarımın dahi iki satırını hatırlamazken, o günlerde ünlü olan şairlerin hemen bütün şiirlerini ezbere bilirdik. Yaşar Nabi Nayır’ın sahip olduğu Varlık Yayınlarına abone olduğumuz gibi Varlık Dergisi elimizden düşmezdi hiç. Şiiri çok severdik. Aramızda, şair-romancı-öğretmen Halide Nusret Zorlutuna’nın yeğeni olan bir arkadaşımız da vardı. Onun ve benim babalarımız şiir yazardı. Dolayısıyla bu özel merakımız evlerimizden destek görüyordu. Babam Türkçe’min üzerinde ısrarla dururdu. İmla hatalarına tahammülü yoktu. Sabırla uyarır ve düzeltirdi beni. Lise yıllarında, Arif Nihat Asya’nın öğrencisi olup Yaşar Kemal’le sınıf arkadaşlığı yaptığı dönemden söz eder ve daima “Ne yazıyorsan yaz, ama diline hakim ol! ...”derdi.

Güzel yıllardı onlar. Aşık Veysel’in anlamlı sözlerini bizzat kendi sesinden dinleme şansı bulduğumuz; Metin Eloğlu, Ümit Yaşar Oğuzcan, Nihat Ziyalan ve daha niceleri ile tanışıp sohbet ettiğimiz altın yıllardı…

Ümit Yaşar’la yolumuz kesiştiğinde Adana’ya ziyarete gelmişti. O günlerde sanırım bankacılık yapıyordu. Aslen Tarsus doğumludur. Bizim oralarda “Berdan suyundan içmek” diye bir tabir vardır. İlçenin bu asi suyunun, insan ruhuna zapt edilmesi imkansız bir erk ve kararlılık kazandırdığı söylenir. Çakıt Suyunu bilen ve Seyhan Irmağında çimmiş (yunmuş, yıkanmış, yüzmüş) Adana’lılar bile Berdan’a bir tür saygı duyarlar. Sanırım son yıllarda bir baraj yaptılar orada. Kısaca demek istiyorum ki Ümit Yaşar Oğuzcan, Berdan Suyundan içmiş biriydi bizim için. Berdan Çayı kadar coşkulu çağıldıyordu...

Tamamını Oku
  • Ayşe Keskin
    Ayşe Keskin 21.10.2004 - 13:42

    Ümit Yaşar Oğuzcan okur ,
    yazardım gençliğimde...
    zaman ne çabuk akmış dönüp baktığımda geriye eski hatıraları canlandıran dost bir kadın görüyorum şimdi de. Yazan yazdıran yüreklere selam ,Ölmüşlerimiz nur içinde ... :)

    Cevap Yaz
  • Mumtaz Toy
    Mumtaz Toy 21.10.2004 - 13:12

    musa peygamberde kekemeydi:))

    Cevap Yaz
  • Bir Mim Kemal Ertuğrul
    Bir Mim Kemal Ertuğrul 21.10.2004 - 13:08

    Güzel paylaşımına yürekten teşekkürler..İçtendi ve safi saf ve etkileyici...Geçmişe yolculuktu kekemelik bahane..
    Tebrik ve sevgilerimimle

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta