Küçük dünyama hoş geldin.
Süslü hayallerimdeki rüyalarıma
Senin göstermiş olduğun
Direnişçi ruhunla yeniden yön verdim.
Bana yakıştırılan yeni adımı çok sevdim
Bu da bir gerçek olsa gerek,
İlk duyduğumda çok garipsemiştim.
Hatta kendime bile fazla benzetemedim.
Oysa yeni adımı hiç benimsemeyen ben
Ne çabuk da Keje'yle kaynaşıverdim.
Yıktım geçmişte prenses diye beni çağırmalarını.
Sanki o kırılgan, naif, kibar, süslü hallerim
Keje'nin gelmesiyle beraber son buldu.
Keje biliyor musun?
Seninle beraber hayatıma güneş açtı
Rüzgarın yönü bir başka, yağmurun ıslatması
Şemsiyemi açmadan oldu
Sisli havaların o pususu,
Güneşin ışıklarıyla beraber dağılıverdi.
Senin doğduğun topraklarda
İnsanlar sert ve kırılgandır bilirim.
Belki dağlar dost, ama insanları zalimdir.
Kadının karnından bebeği,
Sırtından sopası eksik olmayan topraklardır.
Bilirsin seni de onbeşinde
Gelin etmiş, mal satar gibi başlığını almışlardır.
Yüreğindeki derin izler için ağlama.
Senin bedenin Mezopotamya topraklarının direnişi olsun.
Kaymasın bulutlar, yüreklerdeki kaygan zeminler gibi.
Mezopotamya'nın onbeşindeki sağır, dilsiz kadını.
Konuşsan her söylediğin kelime dert,
Sussan içine attığın kalleş bir bıçak gibi
Kalbine oturacak.
Doğduğun küçük dağ köyündeki gibi değildir,
Şehirdeki süslü hayat.
Burada her parıldıyan ışık
Yeni dünyanın habercisidir.
Şaşkınlık yaratmış olsa da
Her yeni gün, yeni başlangıçlardır.
Burada senin kızgın topraklarındaki
Kin, nefret,zulüm
Kadına ırgatlık muamelesi yapılmıyor.
Keje;
Yeni adımı senden almam sadece senin
Direnişçi ruhunun
Bendeki şehir versiyonu oldu.
Biliyorum senin Ağrı dağı kadar yüksek,
Kararlı olduğunu.
Senin adınla beraber,
Yüreğindeki fırtınalar gibi,
Etrafındaki yüksek dağları yıkıp,
Düz ovalarda güneşi hissedecek miyim?
Sabah uyandığımda
Gökyüzüne kaşlarımı çatmadan
Gözyaşlarımı akıtabilecek mıyım?
Bilirim burası Mezopotamya'dır
Zemini kaygan poyrazı serttir
Kadim coğrafyamın eli nasırlı,
Yüreği kelepçeli insanlarının attığı çığlıklardır.
Ağrı dağı kadar yüksek, fırat nehri
Kadar kararlı olduklarını
Hep senden öğrendim.
Keje'ye yüreğimi açtım.
Sabah roj baş deyip, akşam şev baş dedim.
Seni tanıdıktan sonra;
Kartallar gibi değilse de ama
Serçe gibi de kendimi hissetmiyorum.
Kanatlarımı taktım göğün en yüksek tepesine doğru
Kanat çırpıp yükseleceğim
Özgürce
Böylece bana bahşedilen
Özgürlüğün tadını çıkaracağım
Korkma gözlerden kaybolmayacağım.
Bulutların arasından yağmurdan sonra açan
Güneşin yedi renk gökkuşağı ben olacağım...
Nesrin ErdoğmuşKayıt Tarihi : 3.12.2014 15:39:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nesrin Erdoğmuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/12/03/keje-7.jpg)
Çopk güzeldi.. Gönülden kutlarım.. Sevgiler..
Direnişçi ruhunun
Bendeki şehir versiyonu oldu.
Biliyorum senin Ağrı dağı kadar yüksek,
Kararlı olduğunu.
-----Nesrin hanım çok harika ,sevgi dili ile yazılış , çok beğendim çalışmanızı şiirinizi kutluyorum saygılar sunuyorum .
TÜM YORUMLAR (2)