Kefene Sığmayanlar - Garip Çoban

Engin Demirci
938

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Kefene Sığmayanlar - Garip Çoban


Galubelada verdiği sözü tutmanın vekili ümmet.
Mü’min müşrik bir taraf seçti.
Makam-ı Mahmuda iş bu destan kaldı.
Bilen bildiren hak envarı aşkı.
Bu dünyadan kurtulmanın imkanı yok mu diyenin işi.
Bu garip ecel şerbetini içene derler şehit.

Rabbena zelemna yok mu bir imdat insanlığa.
Semaye erişmeye gayret edenin bulduğu çare.
İnsanlığa hizmet edenler için ne mutlu.
İnsan insanı eyledi berbat.
Gönül Beytullah’ı eyliyor Habil ve Kabil’den buyana kerbela.
Bu garip ecel şerbetini içene derler şehit.

Tabibim ne kara günlere kaldık.
Aşıklarda uykusuz kalmazsa, kim okurdu Fatiha’lar.
Küffar uğradığı yeri eyledi berbat.
Nale-i Feryat Ahu figan kıymeti bilinmezdi şehitler olmasaydı.
Bu garip ecel şerbetini içene derler şehit.

İslam imdada geldi, ne kara günlere kaldık.
Mazluma zuhur edip geldi Mehmetçik.
Azrail korktu, der ki sensin can içer Canan.
Dini Muhammed’in şöhreti şanısın.
Bu garip ecel şerbetini içene derler şehit.

Yaptılar kabristanı döktüğü kanıyla,Livaü'l-Hamd gölgesine.
Görünmez çeşmine alem-i dünya sefer.
Cemal-i yar için terk eder varı, adı zafer.
Bu böylemi olur, biz sizi boşunamı yarattık diyen Hakk için, nefer.
Bu garip ecel şerbetini içene derler şehit.

Mevla eylesin yardım, mazlumun yanında olana.
Vacib’ul vücudun şehrine vefasında inanan için harı var.
Gösteren vatan sevgisi imandandır’ı Hak didarı aşkı.
Esrar-ı Mevla mevcud oldu sende.
Bu garip ecel şerbetini içene derler şehit.

İkilikten müberra eyler,aşık için melekler sefalar eyler.
Maşuk olmadan olur mu aşık, kişi sevdiği ile beraberdir.
Peygamber vekili şehrin temelinde damla damla gözyaşları olan padişahlar.
Sabi sübyanlar ettiler figan.
Bu garip ecel şerbetini içene derler şehit.

Mazlumun hakkı için yoluna koymuş canı.
Misali bulunmaz alemde, davet kıldı Zül-celal.
Bu sırra Agah olanlar, ecelde tatlı sırrı hakikat.
Yardımcınız olsun yaradan Kadir.
Bu garip ecel şerbetini içene derler şehit.
(Y.ed - Engin Demirci)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 4.3.2018 00:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Millet için etti mi ordum sefer. Kükremiş arslan kesilir her nefer. Döktüğü kandan göğe vursun zafer. Toprağa bir damlası boşa akmasın. Mehmet Akif Ersoy

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Canan Akpınar
    Canan Akpınar

    o kadar büyük bir şiir ki bu etkilenmemek mümkün değil... emek ve yürek işi...
    müthişti şair...
    sonsuz kutlarım...

    Cevap Yaz
    Engin Demirci

    Sizin kadar değerli görüşleriniz için teşekkür ederim.

  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi

    VAR'LARI VAR EDEN RABBİM VAR!..

    Allah, bütün varlıklardan önce dünyaya gelecek insanların ruhlarını yaratır. Onları ilahî huzurda toplar ve kendilerine:
    "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye sorar. Ruhlar da:
    "Evet, bizim Rabbimiz Sen'sin!" derler.

    İşte bu bir ebedî “misak”tır; ahitleşme, sözleşmedir.

    Yüce Rabbim, adeta yaratmadan önce insanlardan söz almış, böylece bu mahlûkların insan olmaları için, insanca yaşamaları için onlara yol göstermiş, kendine uymalarını, tabi olmalarını istemiştir.

    ‘Ol’madan evvel insan ‘olduran’ yüce Rabbimize uymayıp da kime uyacağız?
    Verdiğimiz sözde durmayıp da, kula kulluk etmek için mi yaşayacağız?
    Her bedene bir can, her ciğere bin nefes, her mideye binlerce nimet veren Allah’a şükretmeyip de kime şükredecek, kimi zikredeceğiz?

    Bütün bunları yapmak zorunda mıyız?
    Akıl var, izan var.
    Hava var, nefes var.
    Beden var, can var.
    Resim var, ressam var…
    Görüp görmemek, düşünüp düşünmemek, anlayıp anlamamak da insan için.
    İster ana yoldan gider insan, ister tali yoldan. Dünyaya geldikten sonra, aklı baliğ olduktan sonra kuluna bırakmış Yaratan kararı.
    Nefsine zulmetmeyi meziyet sayan, sadece nefsine değil bedenine de eziyet çektirmeyi marifet bilenlerin bedenleri, kırık cam parçaları üzerinde yürümekten ayakları şerha şerha olanlara, çırılçıplak alevler içinden geçmek isterken tenlerinin yağları cayır cayır eriyenlere, bataklık içine düşüp vücudundan tike tike koparan haşaratın verdiği acılara dönüşür ki; bu da insana en büyük düşman kendidir, dedirtir.
    Yüce Rabbimizin verdiği emanete yani nefsine ve bedenine sahip çıkamayanların eseflik hali…

    Emaneti en yüce, en kutsal bildiğimiz değerler uğrunda harcamak…
    Verene tertemiz iade etmek…
    Şahadet mertebesine erişmek…

    Kardeşine kıyan Kabil olmadan
    İnsan gibi olmak değil, insan olmak…

    * “KEFENE SIĞMAYANLAR!..”
    * “BU GARİP ECEL ŞERBETİNİ İÇENE DERLER ŞEHİT.”

    Şiirin bütünün dikkatlice okursak göreceğiz ki, şiire bir girizgâhla başlanmış. Gayet de isabetli olmuş.
    Allah aşkını bir kenara bırakıp dünya malına ve mülküne göz dikenlere seslenilmiş.
    Açların, gözü doymazların Allah gözlerini doyursun.

    Girişten sonra şiir, oldukça güncel bir konuya dönüşüyor.
    Ne için mücadele etmemiz, hangi aşkla sevdalanmamız ve gerektiği zaman da bize verilmiş olan emaneti nasıl değerlendirmemiz gerektiği gayet güzel işlenmiş.

    Zaten her bendin sonundaki;
    “Bu garip ecel şerbetini içene derler şehit.”
    … dizesi de bunun için var.
    Bu anlayışla, bu şuurla konulmuş.

    Sadece dil, günümüze göre biraz ağır kaçmış gibi duruyor. Lâkin İslamî terimlerde, Surelerde ve Ayetlerde değişiklik yapma şansımız ve hakkımız olmadığı muhakkak.
    Buna rağmen daha sade yazılabilir miydi, diye de düşünmeden edemiyorum.

    Garip Çoban / Engin Demirci’yi gönülden kutluyorum.

    07 Mart 2018
    Hikmet Çiftçi

    Cevap Yaz
    Engin Demirci

    Değerli yorumlarınız için en derin sevgi ve saygılarımı sunar ellerinizden öperim. Allah’a emanet olun.

TÜM YORUMLAR (2)

Engin Demirci