‘’ Sevgili Zeze’ye ‘’
belki hiç düşünülmeden
kendi kendini oluşturmuş
bu sokağa
giren de pek düşünmeden
yirmi metre yürüyüp
bitiriyor bir solukta
mutlaka girmiştir
..
kediler de rüya görür
kedi uykularında
konuşurlar da rüyalarına göre
iç çektikleri bile olur
arada horlamaları da
tek gözlerini açtıkları da
esnemeleri şımarıklık belirtisidir
uzanıp yatıp
bir o yana bir bu yana dönmeleri de
..
sevinçten uçuyor
başının üstünde ağaçlar
kuşlar dolanıyor şimdi
yeniden sevdi bu adam
bir oluktan fışkırır gibi
büyülü sözler çıkıyor ağzından
keyfine diyecek yok doğrusu
onun da kedilerinin de
sis kapladı gözlerini
..
var mıydık biz
anımsıyor musun
var mıydık
dalgın mıydık yoksa
dargın mıydık hayata
göğümüz buruk
öpüşler izne bağlanmış
gölgemiz duvarda
odaya sessizlik dağılmış
..
‘’ İnsanların tatlıyla beslendiği yeter; bundan mideleri bile bozuldu.
Biraz acı ilaç, katı gerçekler gerek onlara.’’ Lermontov*
ıslık tiryakisi aldırmaz zamanın fısıltısına
yangın çıksa ne olur sanki ada vapurunda
salgınmış hastalıklar ne yani kimseye yanaşılmayacak mı
göçebe duraksarsa korkuluyor
eğri bir kazak örüyor olabilir mi diye
kül şarkılar uçuyor ortalıkta
bir çocuğun idam sehpasında kedi
..