Bir uçak sesi duydu
başını gök yüzüne kaldırdı
o gitmiştir çoktan,
diye düşündü
bakkal süt şişesini gazeteyi
koymuş olmalı kapının önüne
o da her sabah olduğu gibi
geçti zihninden
aydınlık bir sabahtı
karanlık banyoya dışardan sızan ışıkla
yetinmeliydi
bir haftadır elektirikler kesikti ya
olsun ne önemi vardı
nasıl olsa her şeye alışılmıyormuydu
fırçayı bol köpüğe buladı
traş olacaktı
her gün aynı saatte kalktı
yattı kalktı
işe gitti
işten döndü
kuşlara yem
kediye mamasını verdi
sonra bir gün aynada kendisini gördü
ihtiyarlamıştı
bütün bunları üç gün önce düşünmüştü
uzayan sakalını kesmeye karar verdi
kesip attı
saçları da
amma da uzamıştı
gidip kestirmeliydi bu pazar
herkes bir birine soruyordu
o duyuyordu
öldü diyorlardı
-kim
kim yahu
meraklılar dışında
sıra bana da gelecek diye düşünen korkaklar dışında
kapısında kedisi
penceresinde
kuşlar
bekliyorlardı
artık öbür taraftaydı
düşündü uzayan
yaşadıkça uzayan
bir tek saçı sakalı olacaktı
bir de bitmeyen yalnızlığı
diğer her şey kaşla göz arası
olup bitiveriyordu
aynası iç cebindeydi çıkardı bakmak için
kendini göremedi
demek
demek
gerçekten ölmüştü
29/Eylül/2010/Çarşamba/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 29.9.2010 15:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
HEM DE GARDİYANI KENDİSİ OLAN..
DOSTLUKLA KALINIZ..
TÜM YORUMLAR (2)