Arsız bir ayaz yalpası olurdu gün, unutulmaz mevsimlerin yorgun vakitlerinden ve terli bileklerimden sızan umutla ruhum tuşlara dokundukça.../
Yılgın adımlarımın tozları birikirdi gönül arşivlerimde, yaşamak bir karış umut, üç-beş yudum suydu, ben kurşunlara yürek sevilerimi nakşettikçe…/
Çatıya başıboş yağmurun sesi düşer, ben kocaman odalarda üşürdüm, yapayalnızlığımın kıymıklarını ördek sobalara atarak gönlümün hicazını sevinçle bölüştükçe.../
Kırılırdı an, kabuk bağlardı ruhumda zaman ve ruhumun kitaplığında başa sarardı hızla tükenen zaman ömrümün şiir bobinleri yoksul düşünüşlerle döndükçe…/
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem