Işıksız bir dünya içim, gam, keder dolu
Sessiz haykırışlarımın arşa kadar yolu...
..
Gerdi üstüme geceler zifiri karanlıklarını
Hüznün cenderelerinde sıkılıyorum
Gemde vurdu ki keder, içli gönlüme
Sessiz ve kimsesiz çıldırıyorum!
Arzular ruhum ay vursun yüzüme, güleyim
Nerde bu talih, bu şans med anımda
Yaşarken ölüp ölüp diriliyorum
Toz duman beynim amansız fırtınalarda!
..
Gün yine döndü yüzünü bahtıma, karardı bulutlar
Ruhumda ağlıyor silinmemiş bin-bir nice aşklar
Keder gem vuruyor sineme, şarkılar içli ve hüzünlü
Dinleyip dinleyip doyamadığım "Gesi Bağları" gibi!
Ayan oluyor unutulmaya yüz tutmuş güzellikler
Elimde papatya "sevmiyor" diye bir bir dökülüyor
Vuruyor hançeri görünmez bir güç kalbimin içine
Sanki bir ben kalmışım bu dünyada eli kanlı gibi!
..
Dünyaları gülüyor gözlerimin, ruhumun
Yaşanmamış güzellikleri senden buldum
Gam, keder, elem siliniyor her zerremden
Hayata bağlanıyorum seninle yeniden.
Hergün başkalaşıyor emelim, yaşantım
Adını anarak başlıyorum günüme hergün
Dizliyor senden güzellikler dört bir yanıma
Değiyor hayat dolu dolu, böyle yaşanmaya.
..
Eğer girerse birgün gönlüne gam, keder
Bende birikir tasası, çilesi amansız ızdirabı
Olurda birgün dilemem, akınca naif gözlerin
Yanaklarım bir şelale, gamzelerime dolacak.
..
ne zaman burkulsa yüzüm, akılmda sen
içimde bir telaş, fırtına olur eser birden.
hayallerime gelirsin gülerek, dinlerim
bir an da dağılır keder, bütün sancılar.
..
Neyim var neyim yok, bütün iyilikler senin
Acı, elem, keder ve gam, benim için yeter.
Senin gülüp mutlu olman, güç veriyor bana!
24.03.1999
..
Sen gidince soldu bahçemin gülleri
Şimdi tutamayacağım yumuşak ellerini
Ruhumda derin mi derin, keder y/aslı
Sensiz geçecek artık günlerim yaslı.
..
Mutluluk giden yolun sonunda, kırık bir hayal kalan elimizde
Ne yana dönsek sevgilim umutsuzluk, çaresizlik yanımızda
Ne istediğimizi bilmeden, anlamsız tartışmaların sonunda
Kırdık birbirimizi bir hiç yere, elimizde kalan hüzünlü keder.
..
Sen giderken ardına salındı bakışlarım
Bu halinle hiç böyle keder vermemiştin
Seni ne çok sevdiğimi bir kez daha anladım
Bir bilsen seni mecmunun leylası gibi özledim.
..
Bana geceler bıraktın şimdi, uzun mu uzun
Sildin mor renkleri, koyumaviyi, pembeyi
Bana kalan gam, keder, çile dertle doluyum
Ansızın geliversen de silinse ah..bu sıkıntım.
..
En güzel hatıralar süzülür gelir hayallerime
Ne yana dönüp baksam keder, üzülüyorum
Soruyorum en güzel anlarımıza neden böyleyiz
Anlamlarını yitirmiş, silik sanki bütün satırlar.
..
İçim parçalanıyor seni böyle görünce
Gülmüyor yüzün, çiğ düşmüş gözlerine
Mor renkleri andırıyor yanaklarındaki keder
Dayanılmaz, ağlayacağım gül renginde.
..
Avuçlarımda kalbin, adın dilimde
Gözlerim gözbebeklerine ilişiyor
Yokluğun yanımda acı bir keder
Hicran demleniyor hergün bana.
..
Eskiden
Bir zarf dolusu
Sevinc getirirlerdi postacilar
Simdi
Elem, keder, dert getiriyorlar
Bir zarf icinde Postacilar! (*)
..
Efkarım gidiyor o gözlerine bakınca, gönlüm şenleniyor
Dağılıyor gam keder çile, kara bulut gibi nice dertler
Yeniden yeşeriyor hayatımda bütün renkler ve çiçekler
Baksan durmadan gözlerinle aksa gözlerim sevinçten.
(1995-2002)
..
Gece seni giyinir, ne venüs, ne de ay olur gökte
Bir can sıkıntısı başlar, içimde gezinir gam, keder
Büyülü dudakların gezinir tenimin en ücra köşelerinde
Tatsız tuzsuz hayaller, rüyalarımda gelmezliğin bom boş
Boynu bükük annesiz, babasız yaşadığım sanki bu dünya.
Birden efsunlu gülüşlerin peydahlanır bir köşede
Can gelir gibi bir an dalarım da, yokluğunda çırpınırım
Sanki sürunu üflüyor gibi, ölüm bir tek karşımda duran
Med-ceziri andırır, gecelerden kalma mor sevinçlerim
..
"Lüksemburg Tepelerinden Manzara"
Şu gecenin mor rengini, yıldızlar tamamlıyor o ahenkli fosforu
Cenneti andırır çayır çimen ve renkler şen şatrak neşe içinde
Bütün gam, keder, elem silinmiş sanki, ömür geçse de bitmez
Bütün arzular kamçılı, sefalar dizili, bekler her köşede bir sevgili.
2003-2004 *
..
Düştüm derdin kucağına ninni söylüyor hüzün
Elem, keder peşimde, gezdirmiyor güle güle
Gönlümün, keyfi, nesefi, hazzı darma-dağınık
Düstüğü yerde aşkın alevi, tütüyor gri dumanı.
Esiyor yel acı acı, varlığımın dertli yerlerinde
Savuruyor oradan oraya, tayfun ve bora gibi.
..
Bir ben değil gün başladı matem yas havasına
Ağlamaklı gök karardı, gri çarşafını örttü üstüne
Çekildi köşesine sevinç, umutlar ve mutluluklar
Gerildi keder, gam, elem diz boyu karamsarlık
Sürüyor saltanatını hüsran, en acılı makamlarda.
Dinmiyor ağıtlar, bitmiyor söylenmemiş nice figan
Ermiyor muradına ne hikmetse seven her bir can
Düğümleniyor zamansız çığlıklar ve amansız ahlar
Vahlar çekilen içten içe, param parça ruh, beden
..