Uzun yolların son dönemecindeyiz,
Mutluluğa özlem duyar yürekler…
Beklide bir hayal denizindeyiz,
Beklide zor çekilir kürekler…
..
Yüce mevlam yardım et
Yüce Mevla,m yardım et bu kalbime ol çare
Gönül candan sevince aşk için düşer zare
Sam kuruttu bağımı derdim oldu bin pare
……….Ey yüceler yücesi bana kulum de yeter
………Mevla, m rahmet edince kalpteki keder biter
..
Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.
..
Kaderimizi paylaşanı değil; hayatımıza keder katanı... Ruhumuza işleyeni değil; tenimize göz dikeni severiz biz... Aşkı böyle öldürdük biz..
..
Kalemini kır be usta! hüzne doymuş, mutluluğu yazamayan kalem, dolmuştur cümlenin gözyaşıyla. İçimi kanatır sessiz çığlıklar, sen yazdıkça bir keder sarar. Elimden birşey de gelmez. Hüznüne eşdeğer hüzünler yaşarım, sen yazdıkça ben başımı sallarım, haklı derim. Ortak acılar da buluşuruz. Bir ben değilim der avunurum, ama içim acıyo be usta sen yazdıkça hüznümle yüzleşmekten içim acıyo ...
..
Ne ölüm, ne ayrılık,
Ne de keder; ah ne gam!
Tuhaf bir tebessümsün sen;
Düşlerle gelen.
Ne ölüm, ne ayrılık,
Ne de keder...
..
Ah yurdum insanı! Ne zaman bitecek bu elem keder? Anaların yüreği yine yaralı, babaların içine ateş düştü. Herkes kendi iç sızısında. Ah yurdum insanı ne zaman gülecek çocukların yüzü...
..
Elmas ile kömürü ayıran sabırdır. Kömür yüksek basınca sabreder ve karşılığında elmas olur. İnsan da böyledir, imtihân deryâsındaki; sıkıntı, dert, keder, hastalık ve daha bir çok şeye sabrederek bir kömürken elmaslaşır...
..
Dert, sıkıntı, keder, hastalık bunların hepsi Allâh'tan armağandır. İnsanları en iyi, o zaman tanırsın. Yalan yüzlere değil, gerçeğe inanırsın...
..
Ne bulduk hayatta
Keder,keder,keder
Esiri olmuşuz kaderin
Yolumuz çizilmiş
Yürümek kalmış bize
Yalnızca yürümek
..
Bir süre bakındı o mahsun gözler,
İşte bu bahsimin konusu zalim keder,
Hiçte yabancıma gitmemişti,
İlk gördüğümde,
Meğer babamın kuması imiş,
Annemin gizli dostu;
..
Umutsuz gönlüme doğdu bir güneş,
Buzuldan bağrıma yaktın bir ateş,
Kaybolan hissime sen oldun eş,
İlacım değil panzehirimsin,
Kalbime keder uzay perimsin.
Salınman turnanın uçuşu gibi,
..
Yüce Mevla,m yardım et bu kalbime ol çare
Gönül candan sevince aşk için düşer zare
Sam kuruttu bağımı derdim oldu bin pare
……….Ey yüceler yücesi bana kulum de yeter
………Mevla, m rahmet edince kalpteki keder biter
Allah, ım beni affet günahımla çağırma
..
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum Beni çağırdığını bir defa duyabilsem Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum
..
Kıçının eski keyfine diyecek yoktu... Yenisi sen gibi keyfe keder yaşıyor...
..
Her sevdada yok oldum tam buldum derken beni seveni unutuldum belki kaderdir bu belki keder benim hüznüm derdim sevilmemek ne zor dur aslında sevilmeden sevmek aşk acısı çekmek akşam olup yalnızlığımla başbaşa kalınca hüznün gözyaşı dolar kanayan kalbime belki artık gitmek zamanı geldi bu diyarlardan bu aşkıma ruhuma. Benliğime işleyen sızı yakar bedenimi artık darbelerden sevgisizlikten biten bir hayata veda vakti sevip acı çeken sevip sevilmeyen ben
..
Umut mu yaşama isteği uyandıran?
Yoksa acı ve keder mi?
Yaşıyorum elbet bir parça umutsuz
Gam, keder ilelebet istikrarı doyumsuz
Yanımda gerçeklerim hepsi de olumsuz
Yaşıyorum, yaşıyorum ama
Nerede bu hürriyet bilemiyorum
..
Bir hayat yasamak bin hayat bitirmekle oluyormuş Yeni bir hayata başlasak seninle ikimiz olan Askin rüzgarında savrulsak denizin mavi sularında gözlerden uzak buluşsak Hani bilirmisin bir şarkı duyar insan gözleri dolar sende benim şarkım olsan üzüntü acı keder olmayan Askin şarabını içsek kana kana bir masal olsa askımız dillerden düşmeyen bilmezdim bu ızdırabı bu dertlere düşmeden önce
..
Kapitalist zaman aralığına denk gelen insan, tabiatı tek yönüyle örnek aldı. Ya av ya da avcı olmak! İlk seçeneği pek kimse tercih etmedi. Büyük çoğunluk ise acımasız birer avcı olmak için bütün seçenekleri zorladı. Gönlüne taş dizen, dilini bileyen, gözlerine nefret eken, elleriyle keder saçan insanlar türedi. Yani profesyonel avcılar... Hesapta olmayan tek bir şey vardı; yavaş yavaş tükenince avlar, kendilerini avlamaya başladı avcılar!
..