her sürüde onca keçi koyunu
en fazla iki-üç kelimeyle tanırdık
her birinin bizim yanımızda bir adı vardı
“-bizim” olana, kendimizce isim koyardık
alayabır, karayabır, kula, çomak,
ger, çapar, şelek, sakar,
alakeçi, yanal, kabak
karado (ğu) , kırdo(ğu) , ger do(ğu)
falan keçi, filan koyun yok,
sürünün geldiği yerde alırdık soluğu,
konu-komşuya çobana, sorulur
sürü nereye gitmişse
eftiklenilir aramaya çıkılırdı
derken bir canavar kabusu herkes de
ertesi sabah iz ya da sürek avı
adamlar bir kol halinde
köyün hemen yakınlarından
belli aralıklarla, hep birlikte
iz sürerlerdi
gözlerini izlerden ayırmadan
domuz kurşunlu çifteleri
elleri tetikte
kömür karalı yüzleri
korku verirdi
sürek avında
köy gençleri
genelde elleri boş dönerlerdi
tavşan bekleyenlerin
kursaklarında kalırdı hevesleri
sıra canavar eti sevenlerin
“derde dermanımış” derlerdi.
Kayıt Tarihi : 17.10.2007 15:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İbrahim Çelikli](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/10/17/keci-6.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)