Kazım Beysülen Şiirleri - Şair Kazım Bey ...

0

TAKİPÇİ

Kazım Beysülen

Sen benden uzaktasın.
Ama gözlerin,
gözlerin bana senden de yakın.
Belki yanaklarına dokunamıyorum,
gözlerin,
aah gözlerinn.

Devamını Oku
Kazım Beysülen

Ah güzelim,
aah tükenmez hasretim.
Bilemezsin bu şiirlerde
ben kendimi kaç kez kaybettim.
Kaç kez dönüp, dönüp defalarca
şiirler de seni,

Devamını Oku
Kazım Beysülen

Yaşam bir masalmış meğer.
Ha varsınız, ha yoksunuz.
Varlığın anlamı;
Ardında bir şeyler bırakmakmış, öğrendim.
Bir şeyler bırakmanın anlamı emekmiş.
Emeğin kıymetini bilmek bilgelikmiş.

Devamını Oku
Kazım Beysülen

Biliyorsunuz Türk edebiyat dünyası son dönemler de bir “Nobel” ödülüyle çalkalandı. Edebiyat ustaları ve dostları bu ödülün Türk Edebiyatına ve romanına verilmediğini, bu ödülün Orhan Pamuk’a verilen bir ücret olduğunu bilmektedirler. Ancak bunu bilmenin yetmediği açıktır. Sanatçı özellikle şair ve edebiyatçılar sadece gözlemci ve izleyici olarak yaşamlarını sürdüremezler.

Edebiyat, sanatçısına sosyal ve toplumsal bir sorumluluk da yükler. Sanatçı aydın ve ilerici duruşuyla halkına yakın durmalıdır. Sanatçı doğası gereği “Toplumcu – Gerçekçi” duruşunu ifade etmek zorundadır. Ve takınacağı tavır ile halkının değer ve kazanımlarına katkı vermek ve o kazanımları korumak zorundadır. Özellikle “Nobel” ödülünün edebiyatımıza ve değerlerimize katkısı olmadığı gibi “Ücret” olma ayıbı nedeniyle de bizleri aşağılayan bir tarafı bulunmaktadır. İşte bu olumsuz ve çirkinliğin farkında olan sanatçı duyarlılığına sahip bizlerin bu konuda sesini yükseltmesi gerektiğine inanıyorum.

Bu amaçla Berfin yayıncılık aylık olarak yayınladığı BERFİN BAHAR AYLIK KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ’NDE bu konuyla ilgili bir imza kampanyası başlatmış bulunmaktadır. Dileğim bu duyarlılığı taşıyan arkadaşlarımın BERFİN yayıncılığın www.berfin.net internet sitesine girerek “bize ulaşın linkinden” sözde “Nobel” ile ilgili imza vermeleridir. Ben söz konusu yayıncılığın sitesine girerek ilgili bildiriye imzamı koymuş olmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Devamını Oku
Kazım Beysülen

''ABD artık hileye başvurma gereğini duymuyor. Kartlarını masaya açık açık ve korkusuzca seriyor, ne Birleşmiş Milletler'e, ne uluslararası hukuka aldırıyor, ne de kendisine karşı yapılan eleştirilere kulak veriyor. Öyle yapmayı bir güvensizlik sayıyor ve yersiz buluyor! Küçük kuzusu, patetik ve miskin. Büyük Britanyanın meleye meleye peşinden gitmesi ona yetiyor.''
Bu sözler 2005 Nobel Edebiyat ödülünü kazanan HAROLD PİNTER'in... Ödülünü almak için Stockholm'e gelmemiş, kasete okuduğu bir sesleniş göndermiş ve Nobel söylevi olarak toplantıda okunmuş! ... Nobel kazanan yazarların yaptıkları konuşmalar her zaman büyük ilgi toplamıştır. Çünkü insanlığı ilgilendiren dünya sorunları karşısında edebiyatçılar asıl durumu birinci derece de insan olma sorumluluğudur.
01 - Dünya edebiyatçıları Nobel almayı bir başarı olarak algılayıp övünüp, böbürlenip ulusu ve ülkesi alehine o ö dülü kendilerine verenlere şirin görünüp onların emperyalist amaçlarına hizmet etmek yerine, tam aksine ciddi ve kararlı bir duruş sergilerler ve Antiemperyalist safta yerini bir kere daha ispatlarlar. İşte nobeli almak de aldıktan sonra taşıyabilmek olgunluğu budur. Oysa Türkiyeli yazar ödülünü almağa oraya gidecektir ve daha önce ki konuşmalarına benzer, kendi ulusunu ve ülkesini aşağılayan rencide eden söylemlerde bulunacaktır. Kendisinden önce Nobel alanların gösterdiği onurlu, antiemperyalist duruşu sergileyemeyeceği kanısındayım. İştesırf bu nedenle bile bu ödül Türk edebiyatına verilmediği gibi Türk edebiyatçısını da onore etmemektedir. Sanırım şimdi karşı tepkilerimizin nedeni daha somut yerine ulaşmıştır.
02 - Edebiyat toplumcu - gerçekçi olmak zorunda değildir, edebiyatın böyle bir sorumluluğu da yoktur. Edebiyat başka bir amaç için kullanılamaz, hele hele ssyo,politik olamaz diyen sayın dostlarımıza nobel edebiyat ödüllü edebiyatçı HAROLD PİNTER'in söylevleriyle yanıt vermiş olalım. Böylece usta edebiyatçıların düşünceleriyle edebiyat ve edebiyatçının yerini ve duruşunu daha net görebiliyoruz.
Bu yazının hikayesi başlıklı alt yazıma sert tepki gösteren dostlarımız sanırım söz konusu alt yazının önem ve vurgusunu bu yazıyı okuduklarında daha net anlayacaklardır. Evet, aynı yazıda ki duygu ve düşüncelerimin arkasında sarsılmaz bir düşünce inancıyla durmağa devam ediyorum, ve edeceğimde. Bu insan olma sorumluluğumun bir gereğidir.
Saygılarımla.

Devamını Oku
Kazım Beysülen

Maraş sen kandan kınasın.
Yüreğimde derin yarasın.
Tarihin amansız bir çağında;
İnsanlığın sevgi ve anlam arayışında,
karanfillere kara kına yakıldı,
senin köhne bağrında.

Devamını Oku
Kazım Beysülen

Seni gölgenden öpüyorum,
çünkü sen öpmeye
kıyamayacağım kadar
narin ve güzelsin.
Güzelliğin,
sözün bittiği yerdir.

Devamını Oku
Kazım Beysülen

Şiirler de aradım seni,
Türkülere karıştı dediler.
Türkülere varıp, sordum seni,
O şimdi Deyişlere yoldaş dediler.
Sürerek gül yüzlü Pir'imin izini,
Uzun saplı bir divan sazında

Devamını Oku
Kazım Beysülen

Munzur'un gülü
Hasretin tüketiyor ömrümü.
Yürek sesin nasılda etkili,
ah bilemezsin.
adeta kesiliyor nefesim.
Hadi sesime ses ver ki

Devamını Oku
Kazım Beysülen

Bakışların alev,
gözlerin yangın yeri!

O yangın yerinde yanan, bir tek benim…
Gözlerinin alevinde kavrulurken yüreğim,
özlemlerim taze ekmek kokusu…

Devamını Oku