(Oberhausen'de ikâmet eden Kâzım Can Erdinç'e)
Kâzım Abi, biri bize lâf atmış
Tereciye hardal otunu satmış
Martavalı sıralayıp anlatmış
Tosladı bilmeden çetin cevize
Karıştırmış sermâyenin rengini
Toy belledi anlaşılan Engin'i
Bulacaktır bir gün kendi dengini
Kafiye fakiri, kuramaz dize
Parselli sahada varsa yerimiz
Bir bilelim, kimdir yeni-çerimiz?
Serden geçtik, yüzülse de derimiz
Ders verecek vaktimiz yok âcize
Âkif'in, Üstâd'ın sözü mayamız
Kurt ulutmaz, perçinlidir sayamız
Sarp yerdedir, meşhûr Yalçın Kaya'mız
Sakarya menşe'li, şecaat bize
Çocuk dendik, bu iş yaştadır demek
Lâftan evlâdır, büyük lokma yemek
Bir kâğıda, On Dakîka'dır emek
Devâm etsin turşu ile perhize
İmamlık ayrı iş, şâirlik başka
Tutulmuş zavallım, hayâl-i aşka
Her kese harç değil, farklı, bambaşka
Hollanda'da çokça bakmış denize
Tavsiyeyi sen yap O'na istersen...
Yiğidin yerini, tutup göstersen,
Ârûz vezni ile nasihât versen,
Odaklanır belki bizim merkeze
Pöstekiden el atar uzaklara,
Koyunsuz Meydan'da, çelebi ara! ..
Yol vermeyiz Abdurrahmanlar'a,
Eli yanar, niye uzatır köze?
Gözlerim kapalı, bu tür hışıma
Aldırma feverânlı çıkışıma...
Sükût elzem, gün görmemiş yaşıma
En'âniyyet fayda vermez ki öze...
İşimiz çook, yolumuz da uzunca...
Kemerleri kuşanın ben yazınca! ..
Oynamam ki, şimdi her kes kızınca, :))
Tebessümlü olmak gerek her yüze...
19.08.2000 Landsberg 14:40
Mustafa Engin KaratayKayıt Tarihi : 11.3.2004 06:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (5)