Bir dedem vardı uzun boyluca
Her cemaatte her toplulukta askerliği anatırdı büyük gururca
Yok bana şöyle dedi yok böyle seslendi kürdoğlu ahmedoğlu ahmed
Kur'an okumuş lakin laffızdı ama rahmetlik dört senelik kemalin askerlik eğitimine de tam hafızdı
...
Bir dayım vardı kore ğazisi boyca nekısa ne de uzun azsıska biraz hulki tilkice kurnazca
Yakasına her daim takılı madalyası gururla iftiharla anlatılması zor tarifi kolay bronzdan az sarıca
Rahmetlik trene beleş halka göstermlik flaş kimbilir ki korede batates soyar soğan mı doğrardı doğruca
...
Bir eniştem vardı çok esmer az etlice
İyiki bana bir şey olmadı yoksa pisipisine gidecektim inancı hakimdi
Kıbrısa şavaşa gidenlere gazilik ve madalyayı insana değil ganimeti magosaya verdiler
...
Bizim köyde elliyi aşan çoğulu er herkes hacıdır
Giderken şapkalı döner dömez büyük bir sarık koca kafaya şaşik sarılıdır
Devrimler savaşta putlarla ilahi güçler meydanlarda bizim elilikler bir ayda günahsız günü mahşerdedir
...
Biz mi onlara yoksa onlar mı bize benziyorlar meçhul
Hükümranların çarların sultanların birbirine çok benzedikleri malum
...
30.08.2010
Kayıt Tarihi : 30.8.2010 14:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiirin kelimelri cam kırıkları gibi serpiştirilmiş dizelere
böyle bir resim gördüm...şiirde
TÜM YORUMLAR (1)