Zerdali çiri idim sofralarda
Hekimhan’dan Akçadağ’a
Darende’den Pötürge’ye kadar
Düğün yemeklerinde tatlı idim pilav yanında
Ne pestil yaparlardı satmak için
Ne islime atarlardı
Ne güzel kutulara korlar
Ne hediye yollarlardı
Gün kurusuydu evlerde adım
Bir bez torbaya doldurup duvarlara asarlardı
Kış erzağı diye dip odalarda
Tarlalara buğday eker / Mercimek eker
Pancar dikerlerdi sulu yerlere
Ehlikeyf olanlar / Bağ yapar
Armut diker / Elma diker
Erik bile dikerlerdi de
Yüzüme bakmazlardı pek bağlarda
Bir çekirdeğim düşse yere
Hemen yeşerir baharla birlikte
Her ağaçtan önce meyveye biner
Soyumu sürdürürdüm
Sevdirirdim kendimi eşsiz tadımla
Nasıl oldu bilmem
Aşılar vurdular tepeme
Tadım daha da bir tatlılaştı / İrileştim
Hasan Beyli adıyla anıldım sofralarda
Başka aşılarla
Çöloğlu oldu / Hacı Halil oldu
Kaba aşı oldu adım
Malatya Kayısısı adıyla ün yaptım dünyada
Malatyalıyım diyen herkesten
Beni umdular
En değerli hediye diye
Süslendim
Sepetlere kondum
Lokumlara tad oldum
Yaşım da para etti
Kurum da
Çekirdeğim suyum da
Jelatinli kutularda hediyelik olup
Çantalarda taşındım
Paketlerle yollandım
Uzak dostlara
Şimdi sarı altın oldu adım
Tarlalar kayısı bahçesi oldu
Yamaçları süsledim
Yeşerttim dağı taşı
Yeşil Malatya’ya çıkardım
Melita adını
Kayısı cenneti yaptım dünyada
Zenginliğin simgesi oldum artık
Sohbetler
adım üstüne yapılır hep
Kaç kök kayısın var derler
Tuttu mu kayısılar derler
Tadım gibi gelirim de tatlıdır
Eşim yoktur dünyada
Zenginlikle eşdeğerdir adım
Baş köşede dururum
Mal varlığında
Kayıt Tarihi : 4.8.2014 00:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!