Bir direkte asılı kaldı zaman
Şafaklar sökmez oldu artık
Rakamlar toz bulanık ve isyankar
Bitmiyor, bitmiyor
Takvimlere adanmış bu ayrılıklar
Günler çok uzak şehirler gibi
Sarı solgun, yanık tenli ve kirli
Eriyen karlardan geriye kalan
Dağlarda sarı otlar ve yaban dikenleri
Günler nerdeyse bir tez konusu
Tartışmalar, görüşler, iddialar
Oysa ne bilirdik eskiden
Baharı, kuşları, çiçeği
Güneşin doğuşunu, şafağı, seheri
Biz kör uykularda yatarken
Hayat tüm güzellikleri eskitip geçerdi
Sararıp dökülürdü ömrümüzden yapraklar
Ya şimdi günler, nedendir geçmiyor
Bu isyan bu sitem hep neden
Çok mu gerekliydi diye sormazmıyım
Gençliğimin orta yerinde
Bu ayrılık, bu kayboluş neden
Oysa çok yakın geçmişte
Umutlu ve neşeliydim
Sevda şiirleri yazardı kalemim
Türkülerim vardı dilimde
Şimdi türkülerin tadı bile zehir
Beste yapmıyor arık Haşim
Ah Haşim! çalsana benim için
'Bir ay doğar' benim için
Bir güneş doğsa benim için
Bir bilsen burda bana dair herşey
Yabancı dudaklar arasından çıkacak
Sevimsiz ve hain sözcüklere bağlı
Bilmem bedava mı hava, su, istirahat
Daha ne kadar boğazımı sıkar
Şu kahrolası kayıtsız şartsız itaat
Düşüncelerimi, aklımı girerken kapıda bıraktım
Acaba çıkarken bulurmuyum yerinde
Beş ay oldu ve kalan iki ay daha
Nice fırtınalar kopacak zavallı yüreğimde
Korkarım yüreğim bu isyana dayanmayacak
Bu kahır, bu sitem ne zaman son bulacak
Sevdiğim iki gözüm
Kır çiçeğim, bahar çiçeğim
Bari sen unutma beni!
Kavuşmaya hasrettir günler
Öpüp koklamaya hasret
Ve bu günler...
Bu günler elbette geçecek.
Kayıt Tarihi : 19.5.2003 13:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!