KAYIP ÖMÜRLERİN YASI
Yer yarıldığında o coğrafyada
Zamanın karnından doğmuşum
Annem şafağın rengiydi
Yüzünden öperdi suyun
Toprak kokardı annemin elleri
Güneşten ıslanmış saçlarıyla
Ayine dururdu …
Dağ kokularının rengiydi annem
Toprağa diz çöküp doğurduğunda beni
Düşlerini de bağışlamıştı ömrüme
Uçurum gibi durur içimde sözleri
Bir ömre kaç acı sığdıracağımı
Onun gözlerinden öğrendim
Acılarından ıslanmış ellerini
Uzatırdı dudaklarıma
Yüzünü yitiren coğrafyaydı babam
Kayıp ömürlerin yasını tutuyordu bir ayette
Odanın içinde bir dağ gibi duruyordu.
Durmadan Mem’in dilinden anlatıyordu aşkı
Mevsimlerin yüreğindeki ayrı düşmeleri
Kanlı günlerin yaktığı coğrafyayı
Yalnızlığın fotoğraflarıydı
Alnı kırışık babamın yüzü
Kaçamak bir bakıştı
Ağlamasını ilk kez dikiz aynasında gördüm
İzi yollarda durur.
İncinen bir yüzleşmeydi kayıp zamanlarla ninem
Bütün ölüler gibi
Günahtan ilk o söz etti
İlk günahı işlediğimde
Her şey onunla başlıyordu sanki
Sözleri muskaydı yüreğime kazıdığım
Uzun kış gecelerinin diliydi
Uyandığımda karlı bir günün yasıydı
Dedem eski bir el yazması kitap
Yaşadıkça şifresi çözülen
Gizli bir kayıt yüreğimde
Ömrüme kazınan sisli beyaz bir yüz
Hiçbir şey dedemin son nefesi gibi hançerlemedi
Çocukluk yüreğimi
Eli elimden düştüğünde…
Servet Üstün Akbaba
Kayıt Tarihi : 19.8.2017 21:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!