Kayıp İnci Şiiri - Bünyamin Efe

Bünyamin Efe
28

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kayıp İnci

Eskimiş çağların,
Yeni olan tüm yaşamların.
Gün ışığının doğacağı son zamanların.
En yüce aşkını yükleniyorum.
Ferhat’ın yüklendiği dağdan.
Çöle düşmedim amma/ ateşten kumlara karışıyorum.
Sabahyıldızı gibi içimde bir şeyler akıyor sonsuzca.
Arıyorum su kadar sulardaki bir kayıp inciyi.
Aslına bakarsanız.
Şimdi yaşıyorum.

Ağaçlara bakakaldım.
Köklerini dolaştım kuruyan her çınarın.
Hazzın ve içindeki acının.
Göçmen kuşları sordum.
Geride bıraktıkları kırık kanatlı sülünü.
Leyl ve yemin/ saklanan aşkı gördüm.
Gözleri ceylandan araklanmış güzeli gördüm.
Kleopatra’nın ayak izlerini buldum eski mısırda
Nil boyunca yürüdüm.
Suları sırılsıklam soludum ya,
Bir kayıp inci diye ben neyi arıyorum.
Sorarsanız aslını,
Şimdi yaşıyorum.

Günışığı yaşlı bilgenin hikâyesini anlatır,
Bir türlü diyemez,
Aşkını mırıldanamaz,
Gidecektir belki de,
Gözlerini bir daha görememek var ya,
Anarkalinin terki veya Babür’ün zalimce sevgiye saldırışında,
Geride kalan kayıp bir aşktır kayıp inci.
Her şey ne kadarda eskiyor ve eskiye dair
Oysa tüm eski aşkları
Bir gün ışığında,
Şimdi yaşıyorum

Güneşin doğduğu yere gittim
Doğuda bir yer gördüm,
Şah Cihan Banu’ya bir eser yapmış.
Aşkın hatırasını baktım.
Taç mahal tacını bir aşkın elinden alıyor.
Ben de arıyorum anıtın sahibini.
Bir an evvel yapmalıyım.
Aşkın mabedini,
Günahımdan çek beni suların incisi,
Günışığı seni daha bulmadan,
Şimdi yaşıyorum,

Ah kır kokulu olur muydu kayıp inci.
Dişlerini beyzanın koynunda büyütmüş.
Peri kızı Eurydice’nin duruluğunu kıskandırır.
Dokunuşunu görmeliydiniz papatyalara.
Bir başka aşk.
Dokunmaya kıyamadan.
Uzak uzak.
Yakın ve yakin.
Aynı ile ayni.
Bir başka aşkı elinden alıyorum kaderin.
Bir lütuf gibi.
İçime dolan her buğulu nağmeyi.
Şimdi yaşıyorum.

Belki fısıldarsam,
Duyar.
Ağır gelir veya sessizce kalır.
Onun kalbine güneşten bir kor koysalar.
Üflense İsrafil’in nefesinden yavaşça
Ateşin sıcaklığı kalsa soğuduğunda günışığı.
Elini uzatır mı?
Köprüler geçen sevgili
Bilir ki,
Bir kez dokunursa.
Bir ömür alırsın aşkın ellerini ellerine,
Korkunu duyar gibiyim kayıp incinin,
Bunca zamansız,
Bunca imkânsız görünen,
Aşkın pazarına vardım.
En pahalı olanını aldım Yusuf ve Züleyha’nın sofrasından
Doyasıya tek başıma
Şimdi yaşıyorum.

Gözlerini kaldır,
Yaşlı bilge ölecek diye yere indirme kirpiklerini,
Yaşam solu bana kalbinden,
Her şey Thisbe’nin anladığı kadar mı?
Senin kırılmış kabukların arasından,
Alınıp açıldığın,
Işıklar altına konduğun zamanı göreceğim,
Gülümseyişindeki gelişen gücünü,
Sesin gürlenip suları koparacak yerinden,
Çığlığa ihtiyacın olmayacak dağların karını küremek için,
Aşkların en büyüğünü yaşattın,
Sen bilgelerin en büyüğünü yaşa emi,
Kaldır gözlerini
Yolumuz bizi bekliyor
Gülümse ve tutun bana
Sıkı tut ellerimi, başını yavaşça devir omzuma
Gör bak her şey nasılda can katıyor bize
Gelecek uzak
Geçmiş nokta
Birlikte
Şimdi yaşıyoruz.

Bünyamin Efe
Kayıt Tarihi : 5.9.2009 15:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bünyamin Efe