bir akşamüzeri
önce mavi lacivert’e dönmüş
sonra kararmıştı rengi
gün ölüyordu ufkun cehenneminde
ve tanrılar çiziyordu yine
savaş, kan, barış, umut aşk ihanet
bir denize
bir adam, bir kadın ve rüzgar
bakıyorlar
patladı patlayacak yağmur
yıkayacak günün ölüsünü
tanrılara sunacak
tanrılar ki
yine zamansız doğuracaklardı geceyi
iki yalnız insan
ölen günün ardından ağlıyorlardı
ve yürekleri ile bakıyorlardı denize
bir karbon kağıdına düşüyordu kaderleri
çiziyordu tanrılar ellerine
elleri mavi
elleri kana kesmiş
damlıyor denize
bir kadın bir adam
hiçbir şey konuşmadan
konuşuyorlardı yaşamlarından
çocuk düşlerinden
odalarından
isteklerinden nefretlerinden
özlemlerinden
korkularından
hiçbir şey konuşmadan
konuşuyorlardı
ve mahkemeler kuruyorlardı beyinlerinde
dar ağaçları hazırlıyorlardı
aslında büyük bir suskunluğun
sırlarını taşıyordu yürekler
konuşmama hakkına sahiptiler
susarak gömdükleri her şey
o haritasını bile çizemedikleri
hatırlamaktan korktukları bir defineye dönüyor
ve tüm avcıları takıyorlardı peşlerine
büyük savaşlar görmüşler
büyük yenilgiler küçük zaferleri silmişti
hayatlarından
patladı patlayacak gökyüzü ve onlar
kendilerini yargılıyorlardı hala
ne bir martı nede balıkçı teknesi kalmıştı etrafta
her şey saklanmıştı korkularının içine
ve durmadan batıyorlardı kumlara
kumlar ki yaşamları gibi
kayıp bir zamana akıyor öteliyordu düşlerini…
Kayıt Tarihi : 15.12.2013 21:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!