Ankara’da oturan bir yakınımızın telefonu değişmişti.Yeni numara bende yoktu. Ama kayınvalidemde olduğunu biliyorum. Kendisi telefon rehberi gibidir. Rehber olarak kullandığı çarşaf gibi bir kâğıdı vardır. Tüm telefon numaralarını bu kâğıda yazar. Sonra onu katlar katlar, dantel kutusunun içinde saklar (şiir gibi oldu) .Temizlikçinin, pastanenin, hastanenin, sütçünün, tüpçünün, evinde oturan eski kiracıların, kısacası “merhaba” dediği herkesin telefonunu kargacık burgacık rehberine yazar.
Hemen kayınvalideme telefon edip, yakınımızın yeni telefon numarasını istedim. Kendisi okuma – yazma bilmiyor ama, herkesi telefonla arayabilir. Rakamları biliyor yani.Özel rehberindeki hangi telefon numarasının kime ait olduğunu bilir. Aldığı telefon numaralarının başına, her kişiye ayrı olmak şartıyla bir şekil çizer. Asıl püf noktası numarada değil, işte bu şekillerdedir. Örneğin tüpçünün telefon numarasının başında – güya- tüp şekli vardır. Şekil hiç tüpe benzemez ama, kayınvalidem benzetir. Her şeklin yanındaki telefon numarasının kime ait olduğunu böylece şıp diye bilir. O nedenle, istediğim telefon numarasını bana vereceğinden eminim. Evine gitmeye üşendim ve telefon ettim kayınvalideme. “ Anne! ............’nın telefonunu söyler misiniz? ” dedim.
Önce bir kâğıt şıkırtısı duydum. Belli ki çarşaf gibi rehberini açıyor. Bir müddet sonra bana söyledi numarayı. Onlarca rakam...........Oysa vereceği, topu temeli toplam 11 sayı. Söylediği rakamlardan bir şey anladıysam, - ne desem bilmem ki - şimendifer olayım. Aynen şöyle verdi istediğim telefon numarasını:
“ * İlk evvelâ sıfıra basacan.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.