Kayıp giden kayıp bir kayığın
Kim bilir hangi suda bıraktığı
hangi izleri görmeye çalışırken,
günün arka yüzünü çevirip
imza atıyordum yaşağıdıma dair.
Her tekerine bir kalp kapakçığımı taktığım,
tuvaletinden başka her yeri amonyak kokan
bir dört tekerlinin üstünde gidiyordum ki
görenler 'kulpsuz tabut' derlerdi
içindeki cesetleri kimse kaldırıp
mezardaki huzurla buluşturmasın diye.
Arkasını görmek için, kalın bir kağıdı ıslatır gibi
Suya soktuğum geçmiş günlerdeki
imzalarımı gören olmasın diye
Suya koyduğum adımın harflerinin
kişiliğimle demlenmesinden elde edilmiş yazıları
Suyun içinde, anılarını arayan anılar gibi buluyordu gün.
Tekerler döndükçe, dönen kalp kapakçıklarım
hep benden uzak bir yerlerde atıyordu ya;
Beynime bir türlü gitmeyen kan yüzünden
söyleyemiyordum, söyleyebilmek için ihtiyacım olan kanı.
Kumların kızgın olduğu bir vakitti yazları; gündüzdü.
Kapakçıklar yerine reçindeyle dağladığım kalbim,
kan pompalamaktan vazgeçmenin huzuruyla,
huzura doğru elinden kaydırırken beni
tren yapıp istasyon yapmayanlara küfrediyordum
bir birahanenin camekanının aksiyle birlikte görünen
sokaktan içeri ve içeriden dışarı bana bakarken.
Küfür mü ediyordum?
Söz söylemiyordum.
Yazı söylüyordum.
'yazı' mı dedim?
Yazı söylüyordu Can'lardan biri...
Ben söylemiyordum.
Başkası da söylemiyordu ama henüz gündüz olduğundan
söyler gibi yapıyordum biraya batmış baş parmağımla
birahanenin iç camından dışarı yazarken.
Tabut benim gibi üç kişiyi daha alırdı ancak
kimse ölmesin
kimse ölmesin
bir biz ölelim
biz ölüyüz zaten.
ölerek kıdem alanlarız her yeni tabutta.
daha fazlamızı kaldırmaz bu tabut
siz ölmeyin; yerimiz yok
bir biz ölelim.
dirilme vaktimiz geldiğinde siz de öleceksiniz nasılsa.
her nasılsa, siz bile öleceksiniz.
sonra ölün, yer yok tabutta!
ölenlerin bir süre sonra kalp kapakçıkları olmamaya başlar.
kan dolaşmaz, beyinler solar; ancak bundan sonra öldüğünü anlar bir ölü
ya da kulp takın tabutlarımıza...
bizi mezara taşıyın ve tabut sizin olsun.
yoksa biz ölüler, bir türlü ölemeyeceğiz.
Günü ters çevirin; orada, vaktiyle hepimizin yaşadığı
tüm eski günlerin cenazesiyle imzalanmış,
yine eski günlere gönmek için geçilmesi gereken
yeni gün istasyonları göreceksiniz.
Günün arkasını çevirip bakmadan kulp takmayın tabutumuza.
Sonra ölün.
Kayıt Tarihi : 20.7.2005 13:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Can İnce](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/07/20/kayiktaki-tabut.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!