İşaret almadan davaya düşen
Çırağın, ustayım demesi gibi
Turablık etmeden haddini aşan
Ağızın ham meyve yemesi gibi
Abdal Musa derler bir ulu Pirdi
Kaygusuz Abdal'a Hak nasib verdi
Bir vakit Abdal'ı Mısır'a sürdü
Nuh Nebi Sultanın gemisi gibi
Ol Vakit iyi bil, nefesi dinle
Bir mana var burda, özünü anla
Nefsinden geleni bu sırla önle
Bebeğin anadan doğması gibi
Kaygusuz unuttu bir an sözünü
Kendi yazdı kendi çizdi izini
Anda çözdü dervişlerin bezini
Derviş Hırkasının yaması gibi
Kaygusuz'da dervişlerin seçince
Çınar, Elma meselesin açınca
Dervişleri ona cevap biçince
Çobanın bir koçu sağması gibi,
Dervişler çınara elma demedi
Kaygusuz duruma âlâ demedi
Onlarla çıkılır yola demedi
Kırklara dolunun yağması gibi
Anladı bundada bir hikmet vardı
Hikmetin manasın özüne sordu
Geriye dönderip dergaha girdi
İsa'nın sırrının babası gibi
Abdal Musa Sultan bekliyor idi
Kaygusuz Sultanı yokluyor idi
Sırrını sır edip saklıyor idi
Veysel Karani'nin hırkası gibi
Seçti Musa Abdal , derviş sürüsün
Bırakmaz Kaygusuz zerre birisin
Hakk açık eylesin yolun dirisin
Yusuf'un kenanla davası gibi
Niyaz etti vardı yolun ucuna
Pir Musa ey itti anda gücüne
Gülbenk ile tekbir verdi tacına
Musa Peygamberin asası gibi
Pirinin seçtiği dervişler ile
Hü deyip niyazla çıktılar yola
Çınarın önünde verdiler mola
Cibrilin kandille kıssası gibi
Ol vakit çınara döndü konuştu
Ne güzel elmadır diye anıştı
Dervişler Hak dedi çınar dönüştü
Hür Şehid'in çölde mayası gibi
"Fukara" bu sözü böyle sır etti
Muhabbet ,tamuyu böylece yuttu
El ele el Hakk 'a sözünü tuttu
Kaygusuz Abdal'ın manası gibi
Kayıt Tarihi : 27.11.2019 13:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!