...Ebu Hüreyre (Radiyallahü anh) 'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
'Kim bir müslümandan dünya kederlerinden bir keder giderirse Allah ondan ahiret günü kederlerinden bir keder giderecektir. Kim de müslümanı örterse Allah onu dünya ve ahirette örtecektir. Ve kim bir fakir borçluya kolaylık gösterirse, Allah ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterecektir. Kul, (din) kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da onun yardımcısıdır. Kim bir yola giderek onda ilim ararsa, bu çalışması sebebi ile Allah ona Cennet'e giden bir yolu kolaylaştıracaktır. Allah'ın evlerinden birisinde toplanıp Kur'an okuyarak onu birbirlerine öğreten her cemaatı melekler ziyaret eder, onların etrafından dönerler, o toplumun üzerine iç huzuru ve rahatı iner, ilahi rahmet onları kaplar, katında bulunan melekler yanında Allah onları (övgü ile) anar. Ameli yüzünden geri kalan bir kimse nesebi (nin şerefi) ile sür'at alamaz.'
(İbni Mace/ 1. cilt/ syf.389
Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır! Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum sadece mümine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı birsey gelse şükreder, bu ise hayırdır: bir zarar gelse sabreder bu da hayırdır.'
(Suheyb Ibnu Sinan r.a. kutub-ı sıtte, 2. Cilt, Sf. 208)
Allah Teala hazretleri, bana: Mütevazi olun, öyle ki, kimse kimseye zulmetmesin, kimse kimseye karşı böbürlenmesin.'
Malik'e İbn Umer'den şöyle haber veriyorlardı: Rasulullah (S) : 'Elbisesini kibirle yerlerde sürüyen kimseye Allah (merhamet bakışı ile) bakmaz' buyurmuştur.
..Harise ibnu Vehb el-Huzai şöyle demiştir: Ben Peygamber(S) 'den işittim: 'Size cennet ehline delalet edip bildireyim: Her zaif olan insanlar tarafından zaif görülen (mütevazı') mümindir. O şayet Allah bir şey üzerine yemin etse, Allah muhakkak onu yemininde gerçek çıkarırdı. Size cehennem ehlini de bildireyim: Onlar da her katı yürekli, kibirli ve hileci, ululuk taslayan kimselerdir.' buyuruyordu.
(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6537)
Iyaz bin Himar (r.a.) 'den rivayet edildiğine göre: Peygamber (s.a.v.) onlara bir konuşma yaparak şöyle buyurmuştur:
'Allah (Azze ve Celle) : Birbirinize karşı alçak gönüllülük ediniz ki hiç kimseye üstünlük taslamasın, diye bana vahiy etti.'
Peygamber Efendimiz (sav) 'in Cennet ile İlgili Sözleri
... Kadının boynundaki incilerin bir tanesi garble(Batı) şark(Doğu) arasını aydınlatır... Başında bulunan taçların en küçük incisi de yine şarkla garb arasını aydınlatır.
Bir kerpici gümüş, bir kerpici altın, harcı keskin kokulu misk, döşemesi inci ve yakut, toprağı ise za'feran olup, oraya giren mutlu olur, umutsuz olmaz, ebedi olur, ölmez.
(Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 408/10088)
Cennette bir köşk vardır. Etrafı burçlar (hisar, kule) , otluk, sulak yerlerle çevrilidir. Beş bin de kapısı vardır...
Cennette altından bir direk ve üzerinde zebercedden (zümrüt cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) şehirler vardır ki, onlar cennete yıldızlar gibi ışık verirler...
Cennetin içinde inciden bir saray vardır. O sarayın içinde kırmızı yakuttan yetmiş konak vardır. Her konağın içinde yeşil zebercedden (zümrüt cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) yetmiş ev vardır. Her evin içinde yetmiş taht, her taht üzerinde de her renkten yetmiş yatak vardır. Her evin içinde yetmiş sofra, her sofranın üzerinde de yetmiş çeşit yemek vardır. Keza her evin içinde yetmiş adet hizmetçi vardır...
(Tezkireti'l Kurtubi, s. 323/554)
Muhakkak cennette öyle çarşılar var ki orada alışveriş yoktur. Fakat cennet ahalisi oraya vardığı zaman taze ve parlak inci ve misk toprak üzerine yaslanarak otururlar. Dünyada oldukları gibi o cennetlerde tanışırlar. Dünyada nasıl olduklarını ve Rablerine ibadetlerinin nasıl olduğunu, geceleri nasıl ihya ettiklerini, gündüzleri nasıl oruç tuttuklarını, dünyanın zenginliği ile fakirliğinin nasıl olduğunu, ölümün nasıl olduğunu ve... nasıl cennet ahalisinden olduklarını konuşup müzakere (ve sohbet) ederler.
(Tezkireti'l Kurtubi, s. 326/565)
Sidretü'l-Münteha ağacının meyvesinden her bir meyve yarılınca içinden yetmiş iki renk ve çeşit yemek çıkar ki orada öbürüne benzeyen hiçbir renk ve çeşit yoktur.
(Tezkireti'l Kurtubi, s. 312/517)
... Cennetin meyvesindan koparınca, yerine yenisi biter.
(Ramuz el-Ehadis-1, s. 98/9)
Bir köylü Arap, 'Ey Allah'ın Resulü cennetin içinde meyve var mıdır? ' diye sordu. Resulullah: 'Evet Tuba denilen bir ağaç vardır' buyurdu. O zat: 'Ya Resulullah bizim arazimizdeki hangi ağaç ona benzer? ' dedi. Resulullah: 'Senin arazindeki ağaçlardan hiçbir şey ona benzemez. Fakat sen hiç Şam'a geldin mi? Çünkü orada ceviz denilen bir ağaç var ki bir gövde üzerine biterek yukarısı -yani dalları- yayılır. İşte bu ağaç Tuba ağacına benzer' buyurdu. O zat: 'Ya Resulullah, o ağacın dip gövdesinin kalınlığı ne kadardır? ' dedi. Allah'ın Resulü: 'Senin ev halkının develerinden beş yaşına basan genç bir deve yola çıksa dibini dolaşıp kuşatamaz da nihayet ihtiyarlığından boynu kırılır' buyurdu. Köylü Arap: 'Cennette üzüm var mı? ' diye tekrar sordu. Resulullah: 'Evet vardır' buyurdu. O zat: 'O üzümün salkımının büyüklüğü ne kadardır? ' dedi. Resul-i Ekrem: 'Alaca karganın hiç durmadan bir aylık uçup gideceği mesafe kadar' buyurdu. O zat: 'O üzümün taneleri(nin büyüklüğü) ne kadardır? ' dedi. Allah'ın Resulü: 'Büyük kova gibidir' buyurdu. O zat: 'Ey Allah'ın Resulu, o üzüm tanesi beni ve ev halkımı muhakkak doyurur' dedi. Resulullah: 'Evet seni ve ev halkını ve akrabanın ekserisini doyurur� Cennetin hurması ağacın dibinden dallarına doğru intizamlı bir şekilde yığılıp istif edilmiştir. Meyveleri büyük testiler misalidir. Ne zaman bir meyve koparılsa yerine başkası gelir. Cennetin suyu çukur olmayan yerlerden akar. Cennet üzümünün her bir salkımı on iki arşındır.'
(Tezkireti'l Kurtubi, s. 312-313/518)
Bir kişi, 'Ya Resulullah cennetin içinde hurma var mıdır? Çünkü ben hurmayı seviyorum' diye sordu. Resulullah: 'Evet vardır.... cennet hurmalarının altından dalları vardır. Budaklarının başları altındandır. Altından budakları vardır. Alemlerden herhangi bir kimsenin görmekte olduğu elbiselerin en güzeli gibi yaprakları vardır. Altından hurma salkımları vardır. Hurma salkımlarının çöpü de altındandır. Altından hurma tanesinin dibinde yapışık pul gibi şeyler vardır. Büyük küpler gibi meyveler var ki (onlar) köpükten yumuşak, baldan tatlıdır.'
(Tezkireti'l Kurtubi, s. 315/522)
Cennetteki hurma ağacının dalları kırmızı altındır. Sapları yeşil zümrüttür. Yaprakları ipek gibidir. Meyvesi kule gibi iri taneli, kaymaktan yumuşak ve çekirdeksizdir.
(Ramuz el-Ehadis-2, s. 451/4)
Mehmet AsaKayıt Tarihi : 11.7.2010 19:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Asa](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/07/11/kayda-deger-hadislerden-harun-yahya.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!